Komik Yazılar
17 Jan 2023 2:03 AM (2 years ago)
.jpg)
Tarih bizi leylekler getirdi Yarasalar götürdü diye yazacak.
Ne zaman ki birisinin dedesinin adı Berkecan olur, işte o zaman çağ atladık derim.
Fırıncı bak sana sıcacık ekmek veriyorum dedi. Abi nasılsa eve gidince annem bayatları yedirecek dedim. Sarıldık ağlaştık
Kıza; “Seninle ciddi düşünüyorum.” dedim, “İspatla” dedi. Takım elbise giyip oturdum karşısına, şu an ülke sorunlarını konuşuyoruz.
Dilenciden para çalayım dedim, tekerlekli sandalyedeki adamı ayaklandırdım çok mübarek bir insanım.
Dünyanın en büyük yalanı: – Onların da size selamı var.
Yapılan araştırmalara göre; kadınların çoğu 30 yaşına kadar trip 30 yaşından sonra ise terlik atıyor.
Kaldırımda duran insanı korna çalarak bir yerlere götürmeye çalışan dolmuş şoföründeki azim ve kararlılık kimsede yok.
Neredesin diye soruyor ise bir kadın, koordinat vermenize lüzum yok..!'Bir ömür sendeyim' demeniz yeterlidir.
Gittiği için arkasından üzüleceğim tek şey, internet.
Allah’ım sen onu benim elime düşür gerisini ben hallederim
İsviçreli bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre dünyada en fazla araştırmayı İsviçreli bilim adamları yapıyormuş
Annem uyuyan babama 'çay içer misin' dedi babam da uyanıp 'içerim' dedi içti uyudu. Annem mi daha garip, babam mı?
Pazarın bir ucundan sonuna doğru fiyatları sorarak ilerleyen, dönüşte de en ucuz tezgahın yerini eliyle koymuş gibi bulan canlıya anne denir.
'Canım naber?' diyorum 'hiç, bilgisayara format atıyorum' diyor. Başlamadan bitti bu iş, ya format atmayı bilen kadın mı olur, bordo bereli misin?
E-okul fotoğrafını göster; seviyorum diyorsa senindir, sevmiyorum diyorsa da haklıdır. Şimdi yalana gerek yok.
Biz Anadolu'ya göç ederken; Çinliler falan bizim arkamızdan "gerçekten gittiler mi lan" diye baktıkları için gözleri kısıldı.
Spor :)
13 Mar 2016 7:08 AM (9 years ago)

Adam aşırı kiloluymuş. Sağlığı tehlikeye düşünce doktoru en kısa zamanda otuz kilo zayıflamasını söylemiş. Nasıl yapayım diye kara kara düşünürken gazetede 'garantili zayıflatma' diye bir ilan görmüş ve hemen başvurmuş.
"3 günde 5 kilo" programına yazılmış.
Ertesi günü sabah kapısı çalmış. Açınca bir de ne görsün! Karşısında 20 yaşlarında, dünya güzeli, sportmen ve üzerinde giysi olarak bir çift Nike ayakkabı bulunan bir kadın!!! Kadın kendini tanıtmış, zayıflama şirketinden geldiğini söylemiş, sırtını dönüp koşmaya başlamış, sırtında bir etiket varmış, "yakalarsan seninim". Adam kızın arkasından koşmaya başlamış, kilometrelerce koşmuş, kan ter içinde kalmış ama kızı ormanda yakalamış ve beraber olmuş.
Programın dördüncü günü adam gerçekten de 5 kilo zayıfladığını görmüş. Şirketin zayıflatma metodunu çok beğendiğinden ikinci bir programa kaydolmuş. "5 günde 10 kilo". Ertesi günü yine kapısı çalınmış, karşısında daha da güzel genç bir kadın, üstelik üzerinde bir çift reebok ayakkabıdan başka bir şey yok ve sırtında yine bir etiket, "yakalarsan seninim". Adam yine canını dişine takıp kadının arkasından koşmuş ve kilometreler sonra yakalamış.
Programı tamamlamış ve altıncı gün hakikaten 10 kilo daha verdiğini sevinçle görmüş. Bu defa, şirketin "10 günde 20 kilo" programına kaydolmak istemiş ama şirket yetkilisi uyarmış, "emin misiniz, bu program gerçekten çok zor bir etaptır". Adam ısrar etmiş, bütün zorluklara katlanacağını söylemiş. Ertesi gün kapısı çalmış, heyecanla koşup açınca karşısında iri yarı sportmen genç bir adam görmüş. Üstelik adamın üzerinde sadece koşu ayakkabıları varmış, önünde de bir etiket; "yakalarsam benimsin".
Şefkatli tavşan
13 Mar 2016 7:05 AM (9 years ago)

Bir tavşan ormanda koşarken , esrar saran bir zürafa görür. Ona:
- Dostum zürafa , içme bunu, sağlığına zararlı , koşalım form tutalım der ve başlar bunlar koşmaya.
Biraz sonra kokain çekmeye hazırlanan bir fil görürler ve tavşan:
- Fil arkadaşım , kokaini bırak , gel bizimle koş beraber form tutalım. diyerek ikna eder.
Biraz koştuktan sonra kendine eroin enjekte etmeye hazırlanan aslanı görürler. Tavşan:
- Sevgili aslan kardeş , batırma kendine bunu , gel bizimle koş, sana da iyi gelir. der.
Aslan yaklaşır tavşana ve yumruğunu indirir tavşanın suratına. Diğerleri şaşkın bir şekilde:
- Niye yaptın bunu, iyiliğimizi istiyordu. derler. Aslan:
- Bu salak her extacy aldığında ormanda deli gibi koşturuyor bizi. der.
Tercüman
13 Mar 2016 7:04 AM (9 years ago)

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:
"Para nerede?"
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
Tercüman tercüme etti:
"Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı:
"Şimdi sor bakalım, para nerede."
Tercüman işaretle sordu:
"Para nerede?"
Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
"Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."
"Ne söyledi?" dedi baba.
Tercüman yanıtladı:
"Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."
Yetişkinlerin ve çocukların, doyasıya eğlendiği
VIALAND Tema Park, hayatın eğlenceli yönünü sizlere hatırlatmak ve en güzel şekilde yaşatmak için hizmetinizde. 120.000 metrekarelik alanda konumlandırılan Türkiye’nin ilk ve tek tema parkı olan
VIALAND, birbirinden farklı üniteleri, maskotları, etkinlikleri ve rengarenk yüzü ve sınırsız eğlencesi ile büyük küçük herkesi bekliyor.
Vialand; Nefeskesen, Viking, Maceraperest, Çılgın nehir, Fatih’in Rüyası gibi birbirinden eğlenceli onlarca ünitelerinin yanı sıra, Kaptan Gaga, Vega ve Apostrof gibi karakterler ile de neşenize neşe katacak.
Bünyesinde bulundurduğu Alışveriş Caddeleri, Tema Park, VIALAND Palace Hotel ve Gösteri Merkezi ile, kendi alanında bütünleşik ve birebir eşi olmayan bir konsepte imza atarak dünyada bir ilki gerçekleştiren Vialand, 7’den 77’ye herkesi sınırsız eğlence ve özgürce alışveriş için davet ediyor.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

TEK AYAKKABI
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayak...kabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini öntarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle.. Adam ona b
ir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
- Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!.
Çocuk, ona dönerek:
- Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.
- Bence önemli değil!. diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.
Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
- Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?
- Çok basit!. dedi, adam. Eğer yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
- Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.
İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım!. dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder. Çocuk biraz düşünüp:
Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?
- Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
- Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
- İkiye gidiyorum!. diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
- Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek
- Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.
- Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?
- Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi, adam. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş
değildi.Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
- Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..
Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
- Babam haklıymış!. dedi. 'Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!'
demişti.
* Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
* Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
* Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
* Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir
Telefon, sevdiklerimizle konuşmak için mükemmel bir araç. Artık hayatımızın çok büyük bir kısmını akıllı telefonlar kaplıyor ve herkesle görüntülü, görüntüsüz konuşabiliyoruz.
Sevdiklerimizle konuşurken kullandığımız bir çok akıllı telefon uygulaması var ve hepimiz bunları kullanıyoruz. Sadece mesajlaşmıyoruz, aynı zamanda konuşabiliyor, hatta birbirimizi anında görebiliyoruz. Bu uygulamaları kullanabilmek için iki tarafın da bu uygulamaya sahip olması gerekiyor. Ama bu kadar çok uygulama varken herkesin aynı uygulamayı kullanmasını beklemek biraz hayal oluyor.
Bu sorunları çözmek için LINE, bir uygulama geliştirdi. Artık LINE’da Premium Call özelliğiyle, LINE’a sahip olmayan insanları arayabiliyoruz. Sadece yurt içini değil, yurt dışını da çok uygun fiyatlara arayabiliyoruz.
LINE uygulamasına sahipsen, ekstradan bir şey yapmana gerek yok.
LINE indirmek için: http://me2.do/F1mG6dym
LINE ve Pepsi Kampanyası
Siz sevdiklerinizle yaya yaya konuşun diye LINE ve Pepsi birlikte bir kampanya başlattı. Hali hazırda LINE’dan LINE’a ücretsiz konuşabiliyorken, Pepsi kapaklarından çıkan şifreyle LINE'dan yurt ici, yurt disi, sabit veya cep telefonu istedigin numarayi ucretsiz arayabilmeni saglayacak 100 Premium Call kredisi kazaniyorsun.
Şifre Nerede?
Kutu Pepsi’lerin açma halkalarının arkasında veya Pepsi pet şişe altın ve gümüş renk kapaklarının altında şifreye ulaşman mümkün.

Şifre nereden aktif ediliyor?
Peki bu Pepsi şifresini LINE’da nasıl kullanırım diye mi düşünüyorsun? Hemen açıklayalım. İlk önce “diğer” kısmında Pepsi için özel yapılmış kısma giriyorsun.

Daha sonra şifre için ayrılmış bir yer göreceksin. Oraya Pepsi kapaklarının altındaki şifreyi giriyorsun.

Şifreyi girdikten sonra kutucuğun altındaki “Gönder” butonuna basıyorsun. Anında 100 Premium Call Kredin aktif hale geliyor.

LINE, aynı zamanda konuşmanın en ucuz yolu!
Ben bir hesaplama yaptim. Normalde internetli mesajli paketlere 30 lira falan oduyorsun. Bi' Pepsi aldin, ortalama 2 TL desen, 5 tane Pepsi alsan, etti 10 Lira. Elinde ne var? 5 tane Pepsi ve 500 Premium Call Kredisi. Bu da ediyor ki 150 dk. sabit hatlara ( ki sabit hat mi kaldi??) ya da 50 dk. herkesi arayabiliyorsun. ne kadar telefonla konusyorsun ki zaten? Surekli LINE'Dan mesajlasip duruyoruz ucretsiz. Olmayanlara da LINE yukletsen, oradan da bayagi kurtariyorsun. Bildigin 5 Pepsi yanina kar kaliyor.
Üstelik yurt dışını çok daha ucuza arıyorsun ki tek tek bütün ülkelere bakıp ne kadara denk geliyor diye hesaplamadım. Ama örneğin Amerika’yı, 100 Premium Call Kredisiyle yaklaşık 100 dakika konuşabiliyorsun. Çok iyi.
Bundan sonra bu şekilde harcama yapacağım ben. Evde zaten su gibi Pepsi içiliyor. Hatta su yerine Pepsi içiliyor. Adamlar üstüne Premium Call Kredisi veriyor. Ben kendime bi’ kampanya yapsaydım, ancak bu kadar karlı olurdum. Sahiden.
Evet özetliyorum: Herkese LINE yükletiyoruz, oradan kurtarıyoruz. Pepsi içiyoruz, oradan da kurtarıyoruz. Yurt içini, yurt dışını rahatça arıyoruz.
Nedir bu LINE Premium Call?
LINE Premium Call, sevdiklerinle konuşman için LINE’ın oluşturduğu bir servis. Aradığın kişi LINE uygulamasını kullanmıyorsa, onu Premium Call sayesinde arayabiliyorsun.
Üstelik yurt dışında da bu uygulama geçerli ve çok uygun fiyatlara bunu gerçekleştirebiliyorsun. Bu şekilde sevdiklerinle yaya yaya konuşabiliyorsun.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Türk olmanın dayanılmaz hafifliği sadece bizlere özel :)
Türklere özgü davranışlar güldürüyor. İşte bazı örnekler..
• Çoraplarının kirli olup olmadığını koklayarak anlamak
• Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koymak
• Evin bir odasının ampulü patladığı zaman yenisini almayıp da fazla kullanmadıgı bir odanın ampulünü onun yerine takmak
• Çizilmiş cd'lerin arka yüzüne kolanya dökmek
• Ev telefonunu arayıp "evde misin?" diye sormak
• Google'da kendi ismini aramak
• Gelen misafirlerin kapı önündeki ayakkabılarını düz çevirmek
• Herhangi bir kavgadan sonra "teker teker gelin!" diyerek meydan okumak
• Arabalarının arkasına "hatalıysam ara" yazıp numarayı vermemek
Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini öğretmek
• Kafasını kuş pislettiğinde, gidip şans oyunları oynamak
Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun başına dikilir; ama açmak için ikinci kez çalmasını bekler
• Kağıt paraların üzerine not alır ve parayı harcadığı için notu kaybeder ve ya elden ele dolaşacağını bildiğinden komik yazılar yazmak
• Gaz kaçaklarını 'çakmak' ile kontrol etmek