içimde bir neşe !
26 May 2012 8:09 AM (12 years ago)

koşturmaca süren yirmidört saatli ve pembe puantiyeli dantel perdeli ömür penceremi aralıyorum bir fırsatla :)
güneş portakal kızılında batmaya hazırlanırken ve kızım oyunla geçen bir günün akşamı yorgun düşmüş uyuyorken, işte ben internetin başındayım yeniden
çok sevgili dostlarım yokluğumdan endişelenmişler
beni merak etmişler
mailler göndermişler
hepsine çooook teşekkürler
herşey yolunda aslında ama yoğun geçiyor bu sıralar günlerimiz
akraba ziyaretleri
uzun yol seyehatleri
arkadaşlarla gönül dinlendirmeleri
çarşı pazar gezmeleri
ve tabii ki siparşler...
sanırım işleri biraz büyütüyorum
biliyor musunuz;hand made hevesi ile başlayan butik love macerası güzel ufuklarda tülleniyor :)
mutluyum bu durama ve heyecanlıyım biraz da
arşivlemeyi bekleyen pek çok fotoğraflarımızla ve ürün kataloğumuzla en kısa zamanda karşınızda olacağız
sevgiyle ve aşkla kalın şimdilik hoşçakalın :)
Gün benim Günüm
29 Feb 2012 10:31 PM (13 years ago)


Hayat ruhuma taze baharın rengini duyuruyorken lapa lapa yağan karın ardında açan güneşte,
tarifsiz bir neşe yine içimde...
arada sırada oluyor bu hal bende :)
özellikle erken kalkılmış günün akşamına dek koşturuyor kalbimdeki melekçikler hiç durmadan. Bu arada herşey yolunda ben iyiyim hali hazırda, hani merak edenler varsa...
yeni projelerim ve siparişlerim bir makas bekliyorlar masada...

İşte yeniden geldiiiim :) Biliyorum ve neredeyse her postta dile getiriyorum ki çok sık paylaşımlarda bulunamıyorum.
malum her anne gibi koşturmacalı geçen günler, küçük siparişler ve yorgun düşülen geceler :) lakin çok sıkı bir blog takipçisi olduğumuda söylemeden geçemeyeceğim.
Tüm arkadaş blogları ilgiyle izliyorum ve hepsinin paylaşımlarını hayatıma katmaya çabalıyorum.
Bayram öncesi eşimin uzunca bir tatil yapacağımızı söylediğinde sevinç çığlıkları attığımı hatırlıyorum.
Sevdiklerimizden uzakta yaşamak ufak tatilleri mutluluklara dönüştürdüğümüzün kanıtı olsa gerek.
Valiz hazırlamaya çalıştığım dakikalarda aklıma görünen fosforlu bir soru işareti küçük bir endişeyide beraberinde getirdi.
Hareketli ve meraklı bir tatlı mı tatlı bir kız bebeği annesi olarak oyun zamanlarımızın dışında büyük bir kurtarıcı olarak ailemize dahil ettiğimiz, aykia (ikea) menşeili mama sandalyemizi yanımıza alamayacağımız gerçeği ve yapacağımız yatılı misafirliklerimizde güvenli bir tatil oluşturma endişesiyle hemen internetin başına oturduk. Acaba portatif ve güvenli bir ürün en kısa zamanda nasıl bizim olabilirdi?
tevafuk olacak ya sık kullanılanlar listemde hergün özellikle ilk seferinde bakmadan geçemediğim becerikli ve bebekli ev hanımlarından sevgili LACHEEN'in sayfasında yine muhteşem bir güzellik.
Taşınabilen mama sandalyesi :)
hemen en sevdiğim kalpli kumaşımı aldım ve kendisinin verdiği direktiflerle kestim biçtim ve diktim birde resimledim.
Hem biz hem kızım hemde misafirleri olduğumuz yakınlarımız çok mutlu bir tatil geçirdik.
Şimdi sizlerde; bizimde böyle tatlı bir mama sandalyemiz olsun isterseniz sadece
20 tl ye sahip olabilirsiniz...



neden ki özler insan sevdiklerini, dostlarını arkadaşlarını...
neden arar o eski günleri
kumaştan bir mendilde ıslanan hatıralar ne zaman kurudu
çok duygusalım bu gece özlediğim öyle çok kimseler size gelsin bu şarkı
Çok zamandan beri eski dostlar
Birbirini aramaz oldu
Aramıza hayat girdi
Yıllar bize yaramaz oldu
Ağlarım, ağlarım geceler boyunca
Anılar dalga dalga
Sahilime vurunca
Bir selâm gelince
Selâ verilince
Ağlarım Arkadaş şarkısını duyunca
Bir yanağı okşayan kader
Diğerine bin tokat vurdu
Bildiğim kadar değilmiş meğer
Dünya bize hep oyun kurdu
Ağlarım, ağlarım geceler boyunca
Anılar dalga dalga
Sahilime vurunca
Bir selâm gelince
Selâ verilince
Ağlarım Arkadaş şarkısını duyunca ...
özledim özledim ve özledim de söyleyemedim....
by love butik :)
25 Jul 2011 9:19 PM (13 years ago)

"günler ne kadar da çabuk geçiyormuş"
çocukken hep duyduğum ve sürekli yinelenen bir cümleydin sen oysa
şimdi korkuyorum saatin tik taklarından
yapacak onca şey varken
keşke bitmese zaman...
bu blogu açalı iki yıl olacak neredeyse, aldığım notlar ise sayılı. hep güzel şeyler oluyorken vakit yetmiyor kaydetmeye anıları ve hatıraları. bebeğim büyüyor ve aşk hiç bitmiyor. aşkla yaratılan kainat sürekli bize hizmet ediyor.

bu sabah dikiş masamda duran kumaşlarla içi sabun kokan iki küçük kalpçik diktim özenle. aşk dolu hayatların kokusu dolsun diye içime. aslında "Englsh Home" dan esinlendiğim bir fikir. bereket kuşlarını biliyorsunuzdur. işte benim kalplerimde bu minvalde aşkı simgeleyecek ve büyük uğraşlar sonucu hayata geçirdiğim "By LoVe Butik" in sembolu olacaklar. eğer aşksız yapamam diyor ve varoluş nedeniniz olan aşkı sevgiyi sizin için özel insanlarla paylaşmak istiyorsanız
işte sipariş adresim:
(arkadaşlarım tarafından istenen anahtarlık boyutunda hazırladığım bu kalpçiklerden kişiye özel; harf, isim, çeşitli renk ve figürlerde çalışabilirim. Aşkınızı sunabileceğiniz herkese armağan olabilecek küçük ama zarif ve manalı bir hediye ;) sadece
3,5 tl ;)
soğuk bir kış...
ardından uzunca bir bahar temizliği.
birbirinden güzel anılar raflarda aldı yerini.
bebeğim bir buçuk yaşına girdi
dolu dizgin devam ediyor hayatımız
birbirinden güzel haberlerle
yeniden aranızdayız
Teşekkürler
24 Dec 2010 3:29 AM (14 years ago)
yine güzel bir gün
bahardan kalma istanbul
prensesimin yanaklarına yanaklarına değiyor pencereden giren güneş
bize dualar eden
güzel temennileriyle
yalnız olmadığımızı hissettiren blog dostlarımıza
sevgili kızımla çok teşekkür ediyoruz
ateşlerimiz geçti
sıkıntılarımız
uykusuz geçelerimiz bitti
herşey yine eskisi gibi
yayamas mikroplar
sevmiyorus
sisi :)
NOT
son günlerde
bizi oldukça yıpratan mikroplar gündemizideyken
organik oyuncakları incelemeye başladık
ve
neden olmasın dediğim bir anda kendimi kumaşlarla bir arada buluverdim...
" by LoVe "
isimli kendi markamızla
birbirinden eğlenceli kahramanlarla
karşınızda olacağız en kısa zamanda


hayatın manası:
varlığımızın
bir hakikate hep ihtiyaç duyması
canım kızım biraz rahatsızlandı
şimdi herşey öyle anlamsızlaştı
sabırla bekliyoruz ateşleri bitsin diye
dualarınızla güzel günlere ...


yükseklerden izliyoruz gökyüzünün beyaz dansını
bahçemizdeki çam ağacının mutluluğuna diyecek yok
kahvenin tadı bir başka güzel
sohbetimiz sıcacık
eşime katılıyorum kış karla güzel...
penceremizin önünde biriken beyaz melekleri gösteriyoruz küçük kızımıza
ve fonda nilüferden bir parça
"her yerde kar var
kalbim senin bu gece..."
(aslında geçen perşembe günü kızım için düzenlediğimiz altı ay etkinliğimizi yayınlamak üzere hazırlık yaparken bir anda bastıran kar içinizi ısıtsın istedim :))

İnsanın eşi olmalı, bakarken yüreğinin kabardığı,
gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı…
aşık olduğu bir eşi olmalı!
Sabah gözlerini açtığında,
yanında olduğunu görüp,
şükürler etmeli Yaradana.
Koklamalı saçlarını.
Uyuyan eşine şefkatle bakıp,
usulca dokunmalı yüzüne,
varlığını hissedebilmek için.
Parmakları titremeli,
incitirim korkusuyla.
Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü…
kramplar girmeli midesine,
onsuzluk aklına geldikçe!
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
yağmur onun sesini.
Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için.
Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği.
Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi.
Ayakları birbirine
dolaşmalı heyecandan,
eve dönerken eşi.
Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli.
Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine.
Yüzüne baktığında,
konuşmadan anlamalı derdini,
tasasını,
öfkesini, sevincini, coşkusunu.
Başını göğsüne koyup,
huzurla uyuyabilmeli, tüm düşüncelerinden arınmış olarak.
Şımarabilmeli yanında.
öfkelendiğinde de sevebilmeli
Kıskanılmalı zaman zaman da…
Bir eşi olmalı insanın!
Sabah yolcularken işine, içi acımalı,
daha yollarken özlemeye başlamalı.
Seni şimdiden özledim!
Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla.
Gözleri yollarda
kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı…
aşkla karşılamalı,
hasretle sarılmalı boynuna,
özlemle koklayıp,
öpmeli,
yıllarca uzak kalmışcasına!
Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın,
bir başka özel,
bir başka soluklanmalı her anında.
Verdiği,aldığı hiç bir şeyin yeterli olmadığını düşünüp,
kahrolmalı,
daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli.
Mutluluk saçmalı etrafına.
Bir eşi olmalı insanın,
cennetten köşe almışcasına sevdiği,
sakındığı,
bakmaya kıyamadığı…
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı
çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı ...

Doğumdan yaklaşık bir ay kadar önce
63 kilodan 85 kiloya kadar ulaştığım sıralar
sessiz bir gece
büyük bir çığlık kopar evde
ve
ardından
bu manzara
sevgili eşim
koridorda duran biricik arkadaşım
en hassasından caanım basküle
karanlıkta
yanlışlıkla takılınca
yaşasın çığlıkları attığımı hatırlıyorum :)
nedenini anlamışsınızdır herhalde
insan hayatına giren yenilikleri kolay kabullenemiyor bazen
uzun bir süre arap kızı gibi camdan seyretmekle kalıyor sadece
kilolarım ve ben hala alışamadık birbirimize
doğumdan bu yana yaklaşık dört buçuk ay geçmesine rağmen
hala
ve
bence
6 kilo fazlam var
umarım
bu fazlalıklardan
kurtulabilir ve ideal ölçülerime geri dönebilir
ve
güzel kıyafetlerime kavuşabilirim
(Sizlerinde bana yardımcı olacak diyet önerileriniz olursa çoook sevinirim)

amannnn
kim demiş kilolar sorun diye
şu güzelim kavala kurabiyelerine bir bakın hele

duygusal bir insan olduğumu beni tanıyanlar sıklıkla vurgularlar :)
canım annaneciğimi çok özledim artık yaklaşık 9 ay oldu görüşmeyeli
geçen gece de rüyamda görünce
artık kalktım
ve
eskiden bize kalmaya geldiğinde annanem
beraberce yaptığımız
yaparkende gülüp oynadığımız kavala kurabiyelerinden yaptım
Anne tarafım yunanistan kavala göçmeni olunca bu tür kültürel
lezzetler oldukça yaygın
sülalemizde
ve
özellikle bu kurabiye
geçmişten beri süregelen harika bir tat bence
canım eşim tarafından da çooook beğenilen hatta gündüz susama
pahasına
sahurda, çayın yanında yenilen
kavala kurabiyelerimin tarifi ise şöyle;
200gr eritilmiş tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ (annanem ağız tadı olarak alışkın olduğu
zeytin yağını kullanırdı)
1 bardak pudra şekeri (ve yine annanem 1bardak toz şekeri bir tülbentin içinde havanla döverdi)
1 su bardağı kavrulmuş badem
aldığı kadar un
afiyet olsun şimdiden deniyenlere
bu arada arap kızına ne mi oldu !!!
çoktaaaaan ıslandı bile :) :) :)
.
.
.

Aman Allah'ım... Ne çabuk büyümüşüm :)
Bazen düşünüyorum da,
hayat: 'tekrardan süregelen göreceli bir kavram...'
Daha dün annemin kollarına koşarken en sevdiğim kırmızı elbiseyle
dore bir gelinliğin içinde
elim; ilk görüşte aşk fantezilerini yalancı çıkarmayacak kadar gerçek bir sevgiyle gözlerime bakan adamın ellerinde,
sevdiklerimi;
görmemelerin imkansız olduğu şu kocaman dünyada, hiç görmeden kendisine şiirler yazdığım istanbulum'a değişerek
bahar misali bir yolculuğa adım atarken ilk kez
bilemezdim heralde hiçbir şeyin ve hiç bir kimsenin engel olamadığı şirine misali uykumu
tatlı bir böcüğün işgal edeceğini...
güzellemeleri tekrarlatıyorken hayat
bazende acıların eşiğinden atlıyor insan
büyürken öğreniyor herşeyi...
kaybedince anlıyor kıymetlileri
bir daha hiç anne olamayacağımı zannetmiştim henüz hayata gelmemiş
dört aylık bebeğimi kaybettiğimi söylediğinde doktor...
çok ağlamıştım
ve hiç bitmeyecek sanmıştım gözyaşlarım...
....
yine ağlıyorum
günlerden perşembe
apar topar gittiğimiz hastanenin doğum odasındayım
annem, babam dışarda
eşimi içeri almıyorlar aynı anda bir başka doğum daha varmış yan odada...
Canım acıyor...
Canın hep böyle acısın diyor doktor :)
onu da çok seviyorum
çünkü
anne olmama vesile oluyor
baş aşağı görüyorum ilk kez seni
ne kadar manidar; hayata baş aşağı geliyoruz,
hayat başımızın altında...
inceden kalınlaşan bir senfoni
ağlak ağlak
ve
bir çift göz kara kara
bana bakıyor
...
güzel kız
bu sabah uyurken mışıl mışıl yanına sokuldum usulca
hala bebek kokuyorsun öyle pamukça...
Başıma gelen en güzel şeysin sen
ve ben sadece çok mutluyum :).
.
.
Merhaba
28 Aug 2010 2:03 PM (14 years ago)
Sevgili Hayat ben geldim...
:)