Bolu Takip Gazetesi, Bolu haberleri, Bolu, Bolu Gündem, bolu belediyesi, tanju özcan, haber, yerel haber, bolu dağı, zam, asgari View RSS

Bolu Takip Gazetesi, Bolu’nun son dakika ve güncel haberlerini, tarafsız habercilik anlayışıyla kamuoyuna sunuyor. Bolu’ya dair gelişmeleri kaçırmamak için bizi takip edin.
Hide details



Bolu fen lisesi'nde ögretmen krizi 9:13 AM (last hour)

2000 yılından bu yana pek çok başarılı öğrenci yetiştiren ve başarı grafiğini her yıl artırarak devam ettiren Bolu Fen Lisesi velileri ve ögrencileri, öğretmenlerinin okuldan ayrılmasını istemediklerini belirterek, bu atamaların yeniden değerlendirilmesini talep ediyorlar. Bolu Fen Lisesi velileri, öğrencileri ve mezunları, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne alınan kararın şeffaf ve adil bir şekilde gözden geçirilmesini talep ederek, öğretmenlerinin okulda kalması için mücadele edeceklerini açıkladı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Yaşlı adam feci kazada can verdi 8:24 AM (2 hours ago)

Bursa'nın Gemlik ilçesinde karşıdan karşıya geçmeye çalışırken otomobilin çarptığı yaşlı adam hayatını kaybetti.Gemlik Çevre Yolu'nda karşıdan karşıya geçmeye çalışan Kamil Baki'ye (73) seyir halinde olan bir otomobil çarptı. Kazanın şiddetiyle metrelerce havaya fırlayan Baki, asfalt zemine düştü. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Kamil Baki'yi ambulansla Gemlik Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Yaşlı adam hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı. Kaza anı yol üzerinde bulunan iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Boluspor'dan "stadyum" açıklaması 6:27 AM (4 hours ago)

Kulübün sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından gönderilen yazıda, 19 Nisan Cumartesi günü saat 19.00'da oynanacak Geosis Boluspor-Solwie Energy Fatih Karagümrük müsabakasının Yeni Sakarya Atatürk Stadyumu'nda gerçekleştirilmesine karar verildiğinin bildirildiği belirtildi. Açıklamada, Boluspor'un iç saha müsabakalarını başka stadyumlarda oynanmasına karar verildikten sonra 2024-2025 sezonunda ev sahibi sıfatıyla oynadığı iç saha karşılaşmalarını, kendi çabalarıyla farklı stadyumlarda başarıyla organize ettiği kaydedildi. Bu kapsamda 2 Mart'ta Erzurumspor FK ile Aktepe Stadyumu'nda, 10 Mart'ta Uğur Okulları İstanbulspor ile Ümraniyespor Stadyumu'nda, 28 Mart'ta Teksüt Bandırmaspor ile 9 Nisan'da Sakaryaspor ile Çorum Stadyumu'nda maç oynandığı aktarılan açıklamada, "Bu 4 müsabakada hiçbir şekilde stadyum konusunda aksiyon almayan Türkiye Futbol Federasyonunun Karagümrük ile oynayacağımız müsabaka için kulübümüze dahi danışmadan niçin böyle bir karar aldığına anlam veremediğimizi bildirir, bu konuda Türkiye Futbol Federasyonunun cevabını beklediğimizi bilgilerinize sunarız." ifadesine yer verildi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Ayağından yaralanan kadının yardımına paletli ambulans ile yetiştiler 5:49 AM (4 hours ago)

Gerede’nin Bahçedere köyünde evinden dışarı çıktığı sırada dengesini kaybederek düşen Feriha Cansever (58), ayağından yaralandı. Yakınlarının 112 Acil Çağrı Merkezi’ni araması üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. Kar kalınlığının 30 santimetreyi geçtiği köy yolunda ilerlemekte güçlük çeken ekipler, bölgeye paletli ambulansla ulaştı. İlk müdahalesi ambulansta yapılan Cansever, paletli ambulansla hastaneye sevk edildi. Cansever’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Ekiplerin zorlu hava ve yol şartlarına rağmen hızlı müdahalesi takdir topladı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Cezaevinden çıkıp eski karısıyla sevgilisini sokak ortasında bıçakladı 5:02 AM (5 hours ago)

Denizli'de, eski eşini sevgilisiyle gören saldırgan, yanında taşıdığı bıçakla sokak ortasında dehşet yaşattı. Defalarca bıçaklanan kadın hayatını kaybetti, erkek arkadaşı ise ağır yaralandı. Olay, Denizli'nin Pamukkale ilçesi Kuşpınar Mahallesi Lise Caddesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir süre önce cezaevinden çıkan Mehmet K., eski eşi Hatice Ünlü (42) ve erkek arkadaşı olduğu iddia edilen Hasan Çalışkan'ı birlikte 20 AGA 033 plakalı otomobile binerken gördü. Eski koca Mehmet K., yanında taşıdığı bıçakla kadın ve erkek arkadaşına saldırdı. Saldırgan Mehmet K, Hatice Ünlü'yü ve Hasan Çalışkan'ı vücutlarının çeşitli yerlerinden bıçaklayıp ağır yaralayarak olay yerinden kaçtı. Olayı gören vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Bölgeye gelen sağlık ekipleri tarafında ilk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar, ambulansla çevre hastanelere sevk edildi. Boğazı ve göğsünden defalarca bıçaklanan Hatice Ünlü, kaldırıldığı Denizli Devlet Hastanesinde doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. PAÜ Hastanesine kaldırılan ve boynundaki atar damarı kesilen Hasan Çalışkan'ın ameliyata alındığı ve hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Olay yerinden kaçan Mehmet K., polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalandı. Hayatını kaybeden Hatice Ünlü'nün cenazesi otopsi için adli tıp kurumu morguna kaldırıldı. Bıçaklı saldırı sırasında, boşanan çiftin çocuklarının da olay yerinde olduğu ileri sürüldü. Sokak ortasında dehşet anlarının yaşandığı olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Sosyal medya fenomeni Danla Biliç'i eski sevgilisinin darp ettiği anlar kamerada 4:53 AM (5 hours ago)

Olay, dün saat 21.00 sıralarında Göktürk Mahallesi Kemer Country Atlı Spor Kulübü'nün kafeteryasında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sosyal medyada Danla Biliç ismiyle tanınan fenomen Damla Neslihan Aktepe (30), eski sevgilisi Berk Çetin (31) tarafından darp edildi. Danla Biliç, 2 ay uzaklaştırma kararı bulunan Berk Çetin'in kendisini darp etmesi üzerine polise ihbarda bulundu. Şikayet üzerine polis ekipleri, kafeteryadaki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Görüntülerde, şüphelinin, sosyal medya fenomenini darp ettiği anlar yer aldı. Çalışmaların devamında Berk Çetin, Denizli'de yakalanarak gözaltına alındı. Berk Çetin'in emniyetteki ifadesinde suçlamaları ret ettiği ve işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. Darp anı kamerada Berk Çetin'in, sosyal medya fenomenini darp ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, şüphelinin Danla Biliç'in yanına gidip tokat attığı ardından bir kez yumruk attıktan sonra olay yerinden uzaklaştığı görülüyor. "Ağır şekilde yumruklanarak darp edildim" Olayla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Danla Biliç, "Ocak ayında sona eren ilişkim sonrası eski erkek arkadaşım Berk Çetin tarafından sistematik şekilde ısrarlı takibe, tacize ve darba maruz kalmaktayım. Berk Çetin, yaşam alanıma izinsiz yaklaşmış, ikametime girmeye çalışmış ve güvenliği aşarak evime belirli aralıklarla izinsiz şekilde gelmiştir. Zaman zaman kapımı zorlamış, siteye kurye kılığında giriş yapmış, beni takip etmiş ve fiziksel güvenliğimi tehdit eden eylemlerde bulunmuştur. Şoförümle seyir halinde olduğumuz aracımızı takip etmiş, beni korumak amaçlı araya giren şoförüme fiziksel saldırıda bulunup tehdit içerikli mesajlar göndermiş, ev adresini bulup adresine gidip kendisini de aynı şekilde defalarca taciz ve tehdit etmiştir. Bu tehditler ve tacizler sonucunda uzaklaştırma kararı aldırmama rağmen, Berk Çetin yasayı 5 kez ihlal ederek yine kendisinden uzaklaşmak amacıyla geçiş yaptığım ve üyesi olduğum Atlı Spor Kulübü'nün içindeki restoranda bana fiziksel saldırıda bulunmuştur. Ayrıca, bulunduğum yerleri öğrenerek beni rahatsız etmeye devam etmiş, tekrar yasayı ihlal ederek iş yerime ve ardından evime gelmiştir. Tüm bu eylemler karşısında kamera kayıtlarıyla birlikte savcılığa başvurarak daha ciddi tedbirlerin alınmasını avukatlarım vasıtasıyla talep ettim. Yine bugün 11 Nisan 2025 tarihinde Berk Çetin tarafından üyesi olduğum spor kulübünün içerisinde bulunan restoranda güvenlik kameralarının görüş açısında açık ve ağır şekilde yumruklanarak darp edildim. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden aldığım darp raporu ile birlikte tekrar Aile İçi Büroya müracaat ettim. Hukuki sürecin etkin bir şekilde ilerlemesini ve güvenliğimin sağlanmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Alkollü sürücü ehliyeti kaptırınca "Daha şimdi içtim ne çabuk çıktı" diye isyan etti 4:44 AM (5 hours ago)

Bursa'da alkol uygulaması yapan trafik ekiplerinin çevirdiği aracın sürücüsü alkollü çıkıp ehliyetini kaptırınca "Daha şimdi içtim ne çabuk çıktı" diyerek isyan etti. Alkol çıkmaz diye direksiyona geçtiğini itiraf eden sürücünün ehliyetine 6 ay el konuldu. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, merkez Osmangazi ilçesi Bursalı Tahir Caddesi üzerinde alkollü araç kullananlara geçit vermedi. Cadde üzerinde seyreden 34 BTP plakalı otomobilden şüphelenen ekipler, otomobil sürücüsü Ali Ü.'yü durdurdu. Yapılan kontrollerde sürücünün 0,66 promil alkollü olduğu ortaya çıktı. "Alkol çıkmaz diye direksiyona geçtim" Kontroller sonrası ehliyetine 6 ay el konulduğunu öğrenen Ali Ü., "Biz polislerle her gece baskına gidiyoruz. Daha otelde şimdi içtim de kalktım. Ben çıkmaz diye direksiyon başına geçtim. Yapın bir şeyler" diye ekiplere yalvardı. Sürücünün ehliyetine 6 ay el konulurken, 9 bin 267 lira da para cezası kesildi. Ruhsat sahibinin İnegöl ilçesinde olduğu öğrenilen otomobil ise çekici yardımıyla otoparka çekildi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Buz tutan yolda kafa kafaya çarpıştılar 4:35 AM (5 hours ago)

Kaza, Mudurnu Büyük Cami Mahallesi TOKİ konutlarına gidiş güzergahında bulunan Mudurnu Deresi üzerindeki köprüde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ahmet A. idaresindeki 33 ADK 652 plakalı minibüs ile Soner K. yönetimindeki 03 ACK 892 plakalı otomobil, köprü girişinde kafa kafaya çarpıştı. Yolun kaygan olması nedeniyle meydana gelen kazada şans eseri yaralanan olmazken, araçlarda maddi hasar oluştu. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Oksijen tüpü yüklü kamyon, karlı yolda kontrolden çıktı, park halindeki araçlara çarptı 4:18 AM (6 hours ago)

Olay, Tabaklar Mahallesi Gövem Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, içerisinde oksijen tüpü bulunan kamyon, kar nedeniyle kayganlaşan yolda sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Yokuş aşağı hızla ilerleyen kamyon önce kaldırıma çıktı, ardından park halindeki araçlara çarparak durabildi. Meydana gelen kazada yaralanan olmazken, araçlarda maddi hasar oluştu. Kaza anları ise saniye saniye vatandaş kamerasına yansıdı. Olay yerine gelen polis ekipleri, kaza ile ilgili inceleme başlattı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Ev hayali kabusa döndü 4:05 AM (6 hours ago)

Kocaeli'de müteahhit olduğunu iddia eden bir kişi, daire yapacağını ve ucuza satacağını söyleyerek 12 kişiden yaklaşık 2,5 milyon TL topladı. İnşaatın yarım kalmasıyla şüphelenen vatandaşlar savcılığa başvurdu. Sanık tutuksuz yargılanırken, mağdurlar ne evlerini ne de paralarını geri alamadıklarını belirtti. Mağdurlardan bazılarının daire alabilmek için arabalarını sattığını, bir müştekinin ise sanığın SGK borçlarını dahi ödediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, müteahhit olduğunu söyleyen E.Ç., henüz başlamadığı bir inşaat projesi için vatandaşlardan daire vaadiyle para topladı. Ancak iddiaya göre E.Ç., inşaatı yarım bırakarak ortadan kayboldu. 12 kişiden toplamda yaklaşık 2,5 milyon TL aldığı belirtilen sanığın bir daha müştekilerle iletişime geçmediği öğrenildi. İnşaatın yarım kalmasıyla dolandırıldıklarını düşünen 12 kişi E.Ç.'den şikayetçi oldu. Mağdurlardan bazılarının daire alabilmek için arabalarını sattığı, bir müştekinin ise E.Ç.'nin SGK borçlarını dahi ödediği öğrenildi. İddianameden Hazırlanan iddianamede, şüpheli E.Ç.'nin müteahhitlik yaparak çevresine güven sağladığı, ucuza daire sattığını söyleyerek vatandaşlardan para aldığı belirtildi. E.Ç.'nin 2018-2021 yılları arasında belediyeye herhangi bir ruhsat başvurusunda bulunmadığı, aldığı paraları iade etmediği ve bu şekilde menfaat sağladığı kaydedildi. Sanığın üzerine isnat edilen suçu işlediğinin ifade edildiği iddianamede, ayrıca bir müştekiden "kar payı" vaadiyle para aldığı, bazı kişilerden "ince işçilik" karşılığı para talep ettiği ancak hiçbir vaadini yerine getirmediği vurgulandı. E.Ç. hakkında "nitelikli dolandırıcılık" suçundan hazırlanan iddianame Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanık E.Ç. ifadesinde suçlamaları reddederek, işlerin kötü gitmesi nedeniyle daireleri teslim edemediğini öne sürdü. "Arabamı sattım" Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya müştekiler H.D., A.G., K.A. ve H.Ü. katılırken, sanık E.Ç. duruşmaya gelmedi. Mağdur olduğunu söyleyen müşteki M.S.B., "Sanığın bana ev satacağı vaadi üzerine arabamı 50 bin TL'ye satıp toplam 140 bin TL kendisine ödeme yaptım. Bana satmayı vaat ettiği ev, o dönemin şartlarına göre 180 bin TL'ydi. Kârlı alışveriş olacağını düşünüp kabul ettim. Zararım giderilmedi, şikayetçiyim" dedi. Bir diğer mağdur H.Ü., "Sanığa 2 araç ve 250 bin TL verdim. Kendisi bana 3 daire verecekti ancak ne evi ne de parayı alamadım, şikayetçiyim" şeklinde konuştu. "85 bin TL ödeme yaptım Ne parasını ne de evi alabildiğini söyleyen H.D., "Sanığa 60 bin ödeme yaptım. 160 bin TL'ye bana daire satacaktı. Ancak daireyi yarım bırakıp kaçtı, mağdur olduk" diye konuştu. A.G. ise, "Sanık bana yeni yaptığı inşaatta daireyi satmayı taahhüt etti. Satacağı daireyi toplam 165 bin değerindeydi. Kendisine toplam 85 bin TL ödeme yaptım. Zararım giderilmedi" ifadelerini kullandı. "SGK borcunu bile ödedim" Müşteki K.A. da, "Sanığa 137 bin TL verdim. Ancak toplam alacağım sanığın SGK borçlarını da ödemek suretiyle 300 bin TL'ye ulaştı. Param iade edilmedi, şikayetçiyim" dedi. Mahkeme heyeti, diğer mağdurların da dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Piyasa değeri 12 milyon TL kaçak makaron ele geçirildi 4:03 AM (6 hours ago)

Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, kaçakçılıkla ilgili çalışma yaptı. Ekiplerin çalışmasında Sarıçam, Seyhan ve Yüreğir ilçelerinde farklı adreslere yüklü miktarda makaron geleceği bilgisine ulaştı. Bunun üzerine çalışmasını yoğunlaştıran ekipler tespit ettiği kamyonlar ile depolara baskın yaptı. Yapılan operasyonda kamyonlarda ve depolarda gümrük kaçağı 17 milyon adet makaron ele geçirildi, 3 şüpheli yakalandı. Ele geçirilen milyonlarca adet makaronun piyasa değerinin 12 milyon TL değeri olduğu öğrenildi. Emniyete götürülen şüpheliler SD., T.T. ve A.T. ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. 3 şüpheli de çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Sultanhisar'da eş zamanlı çalışmalar aralıksız sürüyor 4:02 AM (6 hours ago)

Sultanhisar Belediyesi, ilçe genelinde eş zamanlı olarak yürüttüğü çalışmalarla hizmet atağını sürdürüyor. Yol yapım, bakım ve onarım çalışmalarının yanı sıra yağmur suyu giderleri ve mazgal temizlikleri de aralıksız devam ediyor. Belediye ekipleri, ilçenin farklı noktalarında yoğun mesai harcarken, Sultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya da sahadaki çalışmaları yakından takip ediyor. Çalışmaların yapıldığı alanları ziyaret eden Başkan Yıldırımkaya, ekiplerden bilgi alarak süreci yerinde inceledi. Başkan Yıldırımkaya yaptığı açıklamada, ilçenin dört bir yanında yürütülen çalışmaların aralıksız devam edeceğini belirtti. İlçe halkının yaşam kalitesini artırmak amacıyla sürdürülen bu hizmetlerin, planlanan takvim doğrultusunda tamamlanacağı ifade eden Yıldırımkaya "İlçemiz genelinde faklı noktalarda eş zamanlı olarak sürdürülen çalışmalarımız aralıksız devam ediyor" dedi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

İki kardeşin can verdiği yangın gizemini koruyor 4:02 AM (6 hours ago)

Geçtiğimiz haftalarda Bursa'nın Yenişehir ilçesinde iki katlı evin ikinci katında meydana gelen yangında Burak (32) ve Eylem (29) Durmuş çiftinin 3,5 aylık kızları Sevgi Nur Durmuş ile 3,5 yaşında olan oğulları Enes Durmuş feci şekilde can verdi. Ailenin diğer çocuğu Efe Durmuş ise yaralı olarak Yenişehir Devlet Hastanesine kaldırıldı. Feci şekilde can veren 2 çocuğun acılı babası evlatlarının mezarı başında yaşadığı dehşet anlarını anlattı. Baba Burak Durmuş, "Oğlum Enes Durmuş ve kızım Sevgi Nur Durmuş'u evimizde elektrik kontağından çıktığını düşündüğümüz yangında kaybettik. Yaşanan olay tüpten veya ocakta unutulan yemekten dolayı değildir. Eşim Eylem Durmuş o anda evdeydi ve ne olduysa atan şalteri kaldırdığında olmuş. Ben eve girdiğimde ev duman içindeydi. Oğlum Enes bir kenarda oturup kalmış dedesi onu o şekilde bulmuş. Allah kimseye evlat acısı çektirmesin" diye konuştu. İtfaiye ekiplerinin yoğun duman sebebiyle göremediği Enes Durmuş'u alevlerden saklandığı yerde baygın halde yatarken bulan ve dışarıya çıkaran dedesi Ali Durmuş ise, "Oğlum beni aradığında ben köydeydim. Bana 'baba ev yanıyormuş' dediği zaman arkadaşlarımın aracı ile geldim. Geldiğimde yangın sönmüştü. İçeride itfaiye erleri salon kısmındaydı. Çok fazla duman vardı. Torunum Enes Durmuş'un saklandığı yere hiçbir itfaiye eri bakmamış ve torunum Enes Durmuş'u köşede saklanmış vaziyette cansız bedenini buldum. Son nefeslerini benim kucağımda vermiş" dedi. Olayın şokunu halen üzerinden atamayan anne Eylem Durmuş ise olay günü evlatlarını kurtarmak için içeriye girmeye çalıştığını ancak komşuları ve polis ekiplerinin buna izin vermediğini anlattı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Alkollü sürücü ehliyeti kaptırınca "Daha şimdi içtim ne çabuk çıktı" diye isyan etti 4:01 AM (6 hours ago)

Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, merkez Osmangazi ilçesi Bursalı Tahir Caddesi üzerinde alkollü araç kullananlara geçit vermedi. Cadde üzerinde seyreden 34 BTP plakalı otomobilden şüphelenen ekipler, otomobil sürücüsü Ali Ü.'yü durdurdu. Yapılan kontrollerde sürücünün 0,66 promil alkollü olduğu ortaya çıktı. "Alkol çıkmaz diye direksiyona geçtim" Kontroller sonrası ehliyetine 6 ay el konulduğunu öğrenen Ali Ü., "Biz polislerle her gece baskına gidiyoruz. Daha otelde şimdi içtim de kalktım. Ben çıkmaz diye direksiyon başına geçtim. Yapın bir şeyler" diye ekiplere yalvardı. Sürücünün ehliyetine 6 ay el konulurken, 9 bin 267 lira da para cezası kesildi. Ruhsat sahibinin İnegöl ilçesinde olduğu öğrenilen otomobil ise çekici yardımıyla otoparka çekildi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Satranç grup müsabakaları tamamlandı 4:01 AM (6 hours ago)

Gençlik ve Spor Bakanlığıyla Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereği 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Okul Spor yarışmaları kapsamında Okul Sporları Satranç Grup Müsabakaları yapıldı. Düzce'nin ev sahipliğini yaptığı gençler, yıldızlar ve küçükler satranç grup müsabakaları Bahçeşehir Spor Salonu'nda 47 takım ve 247 sporcunun katılımıyla tamamlandı. Müsabakaların sonunda Gençler genelde; Tübitak Fen Lisesi birinci, Düzce Fen Lisesi ikinci, Keçiören Vatansever Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın Fen Lisesi üçüncü ve İstanbul Erkek Lisesi dördüncü oldu. Gençler kızlarda; Eskişehir Fatih Fen Lisesi birinci, Mehmet Akif Ersoy Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ikinci, Adapazarı Özel Enka Anadolu Lisesi üçüncü ve İstanbul Erkek Lisesi dördüncü oldu. Yıldızlar genelde; Özel Özden Boğaziçi Koleji Ortaokulu birinci, Özel Bahçeşehir Vizyon Ortaokulu ikinci, Yasemin Karakaya Ortaokulu üçüncü ve Alıçören Ortaokulu dördüncü oldu. Yıldızlar kızlarda; Ertuğrul Gazi Ortaokulu birinci, İBB Kanuni Sultan Süleyman Ortaokulu ikinci, Özel Kocaeli Bilnet Ortaokulu üçüncü ve Beyköy Ortaokulu dördüncü oldu. Küçükler genelde; Vehbi Koç Vakfı Koç Özel Ortaokulu birinci, Özel Beşsekiz Ortaokulu ikinci, Hürriyet Ortaokulu üçüncü ve Özel Bilnet Eskişehir Ortaokulu dördüncü oldu. Küçükler kızlarda ise Hüseyin Saim Ekim ortaokulu birinci, Hasan Ali Yücel Ortaokulu ikinci, Hürriyet Ortaokulu üçüncü ve Özel Bahçeşehir Vizyon Ortaokulu dördüncü oldu. Dereceye giren okullara ödüllerini Düzce Gençlik ve Spor İl Müdürü İsa Yazıcı, Milli Eğitim Müdürü Emrullah Aydın, Satranç Düzce İl Temsilcisi Kemal Yalçın Can takdim etti.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Adana'da içler acısı durum: Madde bağımlıları kendinden geçti 4:00 AM (6 hours ago)

Alınan bilgiye göre, Merkez Seyhan ilçesine bağlı Kıbrıs Caddesi’nde uyuşturucu etkisinde olduğu ileri sürülen 2 şahıs kriz geçirdi. Şahıslar önce yuvarlandı, sonra da birisi yol ortasında emekledi. Değişik sesler de çıkartıp çevreyi rahatsız eden şahıslar, bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. O anlar, uyuşturucu madde bağımlılarının içler acısı durumunu ortaya koydu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Alkollü sürücü tamire bırakılan otomobilin üstüne uçtu: 3 yaralı 3:59 AM (6 hours ago)

Kaza, Kartepe ilçesi Acısu Mahallesi Sapanca Yolu Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M.K. idaresindeki 53 DB 820 plakalı hafif ticari araç, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle, oto tamirciye tamir için bırakılan 41 NG 109 plakalı Volkswagen marka otomobilin üstüne çıktı. Hafif ticari araç ardından elektrik direğine çarptı. Durumu fark eden vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekibi, hafif ticari araçta sıkışan yolcuyu sağlık ekiplerine teslim etti. Hafif ticari araçta sürücü ile birlikte bulunan ve yaralanan toplam 3 kişi ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Polis ekiplerince yapılan kontrollerde hafif ticari araç sürüşücü M.K’nin 1.15 promil alkollü olduğu tespit edildi. Kaza sebebiyle 2 araçta da maddi hasar meydana geldi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Öğrencilerin gelecek planlarında yol gösterici oldu 3:59 AM (6 hours ago)

Düzce Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Orman Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’ni ziyaret eden öğrenciler, fakültelerin fiziki ve akademik altyapısı hakkında bilgi sahibi oldu. Fakültelerin akademik ve öğrencilerine sunduğu imkanlar hakkında bilgilendirmelerin yapıldığı ziyarette öğrenciler, uygulama alanlarını, amfileri, çeşitli laboratuvarları, sınıfları gezerek, fakültelerin eğitim süreci hakkında detaylı bilgi edindi. Bölümlerin akademik programları, eğitim yöntemleri, uygulamalı ders imkanları, ulusal ve uluslararası projelere katılım imkanları ile birlikte üniversite-sanayi iş birliği gibi pek çok konuda bilgi sahibi olan öğrenciler, Düzce Üniversitesi’nin teknik altyapısını inceleme şansı yakalarken bilimsel araştırma ortamlarının nasıl işlediğine dair gözlem yapma fırsatı yakaladı. Üniversite atmosferini doğrudan deneyimleme imkanı bularak kendi eğitim hedefleri doğrultusunda bilinçli tercihler yapabilme adına önemli kazanımlar elde eden öğrenciler böyle bir etkinliğin gelecek planlamaları açısından son derece yol gösterici olduğunu belirtti. Lise öğrencilerinin üniversite hayatına dair daha derin bir anlayış geliştirmeleri ve Düzce Üniversitesi’nin sunduğu akademik ve sosyal imkanları keşfetmeleri adına oldukça verimli geçen etkinlikte öğrenciler, gelecekteki eğitim planlamalarına yönelik önemli bir adım attı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Tır sürücüsünü bıçaklayarak öldüren gemi personeli tutuklandı 3:58 AM (6 hours ago)

İki gün önce gece saatlerinde Ro-ro seferlerinin yapıldığı Karasu Limanı’nda Lerzan K isimli geminin girişinde meydana gelen olayda, 55 FD 434 plakalı tırın sürücüsü Ahmet Çubukçuoğlu ile gemide görevli olan O.Ö. arasında tırın gemi içerisinde park edilme meselesinden kaynaklı tartışma çıktı. Yerini kavgaya bırakan tartışmada elinden bıçaklanan gemi çalışanı O.Ö., tır sürücüsü Ahmet Çubukçuoğlu’nu bıçaklayarak ağır yaraladı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde yapılan ilk müdahale sonrasında kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden tır sürücüsü Çubukçuoğlu’nun cenazesi, otopsinin ardından memleketi Samsun'da toprağa verildi. Tır sürücüsünü bıçaklayarak ölümüne sebep olan O.Ö. ise işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Adana'da park ve sokaklarda uyuşturucu içen 55 şahıs yakalandı 3:58 AM (6 hours ago)

Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı Narkotim ekipleri uyuşturucu ile mücadele çerçevesinde çalışmasını sürdürdü. Ekiplerin, parklarda ve ara sokaklarda uyuşturucu madde kullanan kişilere yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda son bir hafta içinde 55 şahıs yakalandı. Parklarda ve ara sokaklarda uyuşturucu kullanan şahıslardan 140,64 gram bonzai, 4,08 gram bonzai hammaddesi, 6,44 gram esrar maddesi, 124 adet uyuşturucu hap ve 2,22 gram metamfetamin ele geçirildi. Gözaltına alınan 55 şüpheli hakkında uyuşturucu madde kullanımından adli işlem yapıldı.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

İYİ Kİ ANLATAMAMIŞ 10 Apr 10:19 PM (yesterday, 10:19 pm)

İYİ Kİ ANLATAMAMIŞ Otuz üç  hafta dile kolay.. Bütün karşılaşmaları kazanmış olsanız cebinizde doksan dokuz puanınız olacaktı. Geosis Boluspor otuz üç karşılaşma neticesinde 48 puanla 8. Sıraya yerleşti. Daha geçen gün 45 puan ile 12. sıraya konuşlanan Geosis Boluspor, bi KOŞU gittiği Çorum’dan üç puanı cebine koyarak döndü. Geçen hafta esame listesinde yer alamayan Florent Hasani ilk onbirde olmanın özgüveni ile takımının yüzünü daha 11. Dakikada güldürdü. -         “Florent Hasani ilginç bir oyuncu ve her hanede her bölgede oynayabilen, katma değerli ve üzüm pekmezi gibi enerjik bir futbolcu.” Babacar’ın ezik ve kalitesiz şutu seke seke çaydan geçerken; iki ayaklı Florent Hasani tek ve net bir vuruşla golü buldu. Futbolda koku önemli. Gel velâkin; bu kokunun tarifi yok. Bunu bir teknik direktör öğretemez, anlatamaz da! Futbolcu bu kokuyu!, yarı yetenek, yarı içgüdü ile hisseder ve golünü yapar. Nitekim! -         “Mukairu’nun sıfıra kadar akması, Babacar’ın tüm rakip oyunculardan uzaklaşarak vaziyet alması, Hasani’nin konum atması, kokuyu hissetmesi saniyeler sürdü” Hasani’nin tek ve net vuruşu çok kıymetliydi. XXX Takımda Naby Yusuf olsa bir dert, olmasa bir dert… Olmadığı takıma mental olarak iyi gelmiş. Vusal Isgandarlı’yı sever ve överim. Mario Balbudia da döveceklerim arasında değil. Fethi Özer ve Onur Ulaş ikilisi için söyleyecek çok sözümüz, övecek çok donemiz var. Bu ikiliye nazar değmesin… -         “Bilhassa Onur Ulaş’ın bitmeyen enerjisine, aidiyet duygusuna ve profesyonel duruşuna alkış tutuyorum.” Mukairu’nun tüm hareket, çalım ve driplinglerinde dilim tutuluyor. İlginç bir adam, fantastik bir oyuncu. Başkaca bir üst lig ve/veya üst bir hoca elinde; ne bilim, ne söyleyeyim. O derece yani… -         “Oğuz Kağan Güçtekin ve Hüsamettin Yener fizikleri itibariyle her daim iyi olan ve iyi kalan oyuncular.” XXX Bendeniz’in…. Ön libero’da Oğuz, En İleri’de Hüsamettin olmazsa olmazım olurlar.. Aleksic için çok şeyler yazılıyor çiziliyor ama ben onun gizli gizli büyük bir patlama yapmaya hazırlandığını düşünüyorum. Lig bitmeden bunu gerçekleştirirse sevineceğim. Enes Alıç, alıç ağacı gibi…futbolu gibi dikenli… Savunduğu alan da, saldırdığı alan da dikenli telle çevrili sanki.. -         “Formda bir Enes, alıç meyvesi gibi takımın hem bağışıklığını koruyor, hem defansın enfeksiyonunu önlüyor” Çağlar Şahin Akbaba’yı yazmaya gerek yok. Kaptan işini, gücünü, haddini iyi biliyor. Bu maç ona fazla iş düşmedi. Hatta hiç iş düşmedi desek yeridir. XXX Sakaryaspor’un Geosis Boluspor’a karşı kazanması imkansızdı. Nasıl ki geçen hafta Geosis Boluspor, ŞanlıUrfaspor’a karşı mağlubiyeti davet etmişti. Bu hafta da Sakaryaspor, Boluspor’a karşı mağlubiyeti adeta davet etti. Geosis Boluspor bu kadro ile fazla söze gerek kalmadan, oradan bu maçı alır öyle gelirdi. Takım bu hafta doğru kadro, doğru alan, doğru adam paylaşımı ile sahada yer aldığını söylemeliyim. -         Florent Hasani geldi, Mario Balbudia rahatladı. -         Fethi Özer takıma dahil oldu, Onur Ulaş rahat bir nefes aldı. -         Aleksic listeye yazıldı, Babacar golle tanıştı. Yani ve kısaca!!! Bu galibiyete ihtiyacımız vardı. -         O galibiyet de Çorum’dan, altı saatlik yoldan geldi. XXX Mukairu’nun driplingi, Babacar’ın top tekniği ve zekası ile birleşince ikinci gol de tıpış tıpış geldi. Ama asıl fantastik ve muhteşem gol Aleksic’in orta sahada topu çalması ile peydah oldu. Hüsamettin Yener’in golü, Avrupa liglerinde görülen hani! göstere göstere dedikleri gibi bir şeydi. Hüsamettin’in gol vuruşu çok acımasızdı. -         Geosis Boluspor’un üç golünde de bir incelik bir zarafet ve emek vardı. -         Sakaryaspor’da ise bir dağınıklık, bir konsantre eksikliği söz konuydu. Dedim ya! Sakaryaspor’un bu kadro ile Boluspor’u yenmesi imkansızdı. Geosis Boluspor’un Teknik Direktörü bir itirafta bulunmuş.. Kime göre iyi! Kime göre kötü bilemedim. Neyi ima etti? Kime ironi yaptı çözemedim. Hoca; -         “Soyunma odasında planın nasıl işleyeceğine dair bazı değişiklikler yaptık ancak çok iyi anlatamadığımı düşündüğüm için kendimi suçlu buluyorum.” serzenişinde bulunmuş. Anlatamadığı yerden takım üç gol atmış… Onu diyorum. İyi ki de anlatamamış!! Her neyse!! -         Mevzuyu akışına BIRAKALIM, alınan galibiyetin keyfine, vesile olanların alkışına BAKALIM…

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

İLKBAHARIN BÜYÜSÜ 10 Apr 4:11 AM (2 days ago)

Doğa, her mevsim bize farklı bir güzellik ve ilham sunar.  İlkbahar; bu döngünün en özel ve heyecan verici dönemlerinden biridir. Kışın soğuk ve karanlık günlerinin ardından, doğa adeta yeniden doğar. Ağaçlar, çiçekler ve kuşlar, bu mevsimde kendilerini gösterir ve bize doğanın mucizelerini hatırlatır. İlkbaharın gelişiyle birlikte, doğa yeniden canlanır. Ağaçlar, taze yapraklarla süslenirken, çiçekler renk cümbüşüyle açar. Beyaz çiçekleriyle ağaçlar, gelinliğini giymiş gibi, farklı renklerde çiçekleri açan ağaçlar düğüne gider gibi. Daha sonra sonra bu çiçeklerden ağaçların meyvesi oluşurken, bütün doğa yeşile bürünecek. Bu dönem, doğanın yenilenme ve büyüme dönemidir.   Birçok kuş türü neslini devam ettirmek için kuluçkaya yatıyor. Ördekler, kazlar, kuğular ve karabataklar gibi kuşlar, bu mevsimde üreme dönemine girerler. Bu süreç, doğanın döngüsünün bir parçası olarak, türlerin devamlılığı için büyük bir önem taşır. Bu kuşların kuluçkaya yatması, doğanın ne kadar mükemmel bir denge içinde olduğunu gösterir. Her bir kuş türü, bu dönemde yavrularını koruyup besleyerek gelecek nesillerin sürdürülebilirliğine katkıda bulunur. Bu muazzam doğa olayı, bize de yaşamın sürekliliği ve doğanın mucizeleri hakkında ilham verir.  Doğanın bu canlı ve hareketli döneminde, ördekler, kuğular ve kazlar  yumurtalarının üzerinde sabırla beklerken, eşleri onlara gagalarıyla yiyecek getirir ve bu süreçte birbirlerine destek olurlar. Bu, doğanın ne kadar muazzam ve düzenli olduğunu gösteren bir diğer harika örnektir. İklim değişikliklerine rağmen, bahar mevsimi doğanın direncini ve adaptasyon yeteneğini gözler önüne serer.  “İlkbahar, yeniden doğuşun ve gençliğin simgesidir. Doğa uyanır, çiçekler açar, kuşlar ötmeye başlar. İnsan bu mevsimde kendini yeniler, tazelenmiş bir enerjiyle hayata sarılır. İlkbahar, insanlığın her zorluğun ardından yeniden doğabileceğini ve umutla dolabileceğini hatırlatır.”(Bolu Takip gazetesi Şükrü Karataş 19 Kasım 2024 MEVSİMLER) Kuşların ötüşü, ağaçların hışırtısı ve çiçeklerin açması, adeta bir doğa senfonisi gibidir. Bu muhteşem manzara, bize yaşamın devam ettiğini ve her mevsimin kendine özgü bir güzelliği olduğunu hatırlatır. İlkbahar, doğanın bize sunduğu bu mucizeleri takdir etmek ve doğayla yeniden bağlantı kurmak için mükemmel bir zamandır.  Mutluluğumuzu kabartır. 10 Nisan 2025 Şükrü Karataş

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

SİYASET BOKS MAÇI MI KOŞU YARIŞIMI 7 Apr 12:36 AM (5 days ago)

Siyaset, toplumu yönlendiren ve insanların hayatlarını etkileyen bir alandır. Fakat siyaset, bazen zıt görüşler arasında keskin bir rekabet oluştururken, kazanan taraf sevinir, kaybeden taraf üzülür. Keskin kutuplaşma olunca toplumun bir bütün olarak hedefe ulaşması zor olur.  Ortak değerlerde birleşmek, toplumun bir bütün olarak ortak bir hedefe yönelmesini sağlar. Bu iki durumu daha iyi anlamak için siyaseti, boks maçı ve koşu yarışı gibi iki farklı spor dalıyla kıyaslayabiliriz. Boks, iki rakibin birbirine karşı mücadele ettiği bir spor dalıdır. Her iki tarafın farklı destekçileri vardır ve her biri kendi takımının zaferi için çaba sarf eder. Ancak, bu tür bir rekabet bazen sadece kazananın belirlenmesiyle değil, aynı zamanda toplumda ciddi ayrışmalara yol açarak da sonuçlanabilir. Siyasal arenada da benzer bir durum söz konusu olduğunda, farklı grupların birbirini “yenmesi” amacına hizmet eden bir yaklaşım, toplumun bir bütün olarak ilerlemesine engel olabilir. Tarafların destekçileri arasında kutuplaşmalar ve fikir ayrılıkları, yapıcı bir diyalogdan uzaklaşılmasına sebep olur. Buna karşın, koşu yarışlarında tüm atletler aynı hedefe doğru ilerler: Yarışı en iyi şekilde tamamlamak. Her bir katılımcı, bireysel olarak başarılı olmak için çalışır, ancak kazanan kim olursa olsun, tüm seyirciler onu alkışlar. Burada önemli olan sadece bir kişinin başarısı değil, yarışın sonunda herkesin ortak bir hedefe ulaşmak için harcadığı çabadır. Siyasal bağlamda, böyle bir yaklaşım toplumun ortak çıkarları doğrultusunda hareket edilmesini sağlar. Bireysel çıkarlar bir yana bırakıldığında, herkesin kazanması için çalışmak, toplumda uyum ve daha büyük bir başarı yaratır. Siyaset, her iki spordan da öğreneceği çok şey barındırır. Eğer siyaseti bir boks maçı gibi görmektense, bir koşu yarışı gibi görürsek. ve gerçekleştirebilirsek tüm toplumun kazanacağı bir ortam yaratabiliriz. Farklı, renkler,  fikirler bir arada alkışlarlar. Her bireyin kendi yolunda ilerlediği ve sonunda herkesin başarıyı alkışladığı bir siyaset, toplum için daha verimli ve barışçıl olur. 6 Nisan 2025 Şükrü Karataş

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

O NOT DEFTERİ Ş.URFA’YA BOŞ GELMİŞ 5 Apr 4:53 AM (7 days ago)

Bu maç? Boluspor’un hocasına eksi yazar. Hocaya sıfırın altında bir karne notu veriyor, yönetim tarafından rapor şeklinde ifadesinin alınmasını teklif ediyorum. Hoca hiç dersine çalışmamış. Bu hassas deplasman maçına üstelik de hiç hazırlanmamış.. Rakip takımı, oyuncularını hiç ama hiç analiz etmemiş. -        Boluspor’un TD’si; Hem oyun taktiği, Hem oyuncu tercihi, Hem oyun planı bakımından birinci yarı itibariyle bütünlemeye kalmıştır. Play Off’da  bütünlemesi kalkar mı? Hep beraber göreceğiz. -        Böyle bir ilk on bir tercihi olamaz. -        Böyle bir taktik tercih olmaz. -        Böyle bir kadro ile deplasmana ayak basılmaz. -        Böylesi bir oyuncu paylaşımı asla kabul edilemez. Bu mağlubiyetin hiçbir mazereti olamaz. Tek sorumlu hoca’dır. XXX Kaleci Çağlar Şahin Akbaba olmasa ilk yarı Boluspor için hezimet olacaktı. Çağlar Kaptan; ilk yarı % 100 lük iki kurtarış yaptı. Hatta uzatmalarda bir kurtarış daha yaptı ki; nerede ise Urfa dörtlü skora ulaşıyordu. Geosis Boluspor’un Kaptan’ının takımını ipten aldığı çok maç oldu. Boluspor Teknik Direktörü Y.K’ın, Çağlar’sız aldığı bir karşılaşma, sonuca direkt olarak etki ettiği, taktik manada katma değer kattığı bir maç hatırlamıyorum. O diil de! -        Bu puan kayıpları, bu ortalama ve bu başarısızlık için mi? Teknik Direktör değişikliğine gidildi. XXX Boluspor TD’si, Y.K., Işık Kaan Arslan’a oynattığı mevki ve rakip eşleşmesi bakımından kötülük etmiştir. -        Boluspor’un TD’si, Işık Kaan Arslan’ı; Şanlı Urfaspor’un süratli ve atletik oyuncularına yem etmiştir. -        Işık Kaan Arslan’ın Ufuk Kahraman’ın ona uygun maçlarda görev verdiğini ve on numara beş yıldız maçlar çıkardığını çok net hatırlıyorum. Tecrübeli bir hoca karnında bir başka taktik tilki yoksa stoperde (bu maç ve bu rakip oyuncular düzeyinde) Işık Kaan Arslan ile başlamazdı. -        Nitekim! Boluspor’un hocası hatasını mı gördü; kenardan kulağı mı çekildi, ne oluyoruz mu oldu? -        BİLMİYORUM.. İkinci yarı Dean Liço ve Hasani’yi oyuna dahil etti. XXX -        Çağlar Şahin Akbaba; ilk yarıdaki iki hayati kurtarışla Boluspor T.Direktörü Y:K’yı ipten almış, Boluspor’un sahada sürklase olmasını engellemiştir. Geosis Boluspor, ve onun T.Direktörü, Urfa’dan tarihi bir fark ve hezimetle dönmüyorsa; Çağlar Şahin Akbaba’ya yesin içsin dua etsin. Bir kaleci daha ne yapabilir. Penaltıya bile uzandı. Uzatmalarda dördüncü golü bile engelledi. XXX Akıl alır gibi değil. -        Madem; Liço ve Hasani hazırdı neden 46. dakikada sahaya atıldı. Oyuna Liço ve Hasani ile neden başlanılmadı. Bu iki oyuncu ayağından top tutan, top yapan, savunmaları kuvvetli deplasman oyuncuları değil mi? -        Meselâ; Hüsamettin Yener ve Ali Ülgen neden sonradan oyuna dahil edildi. Son haftaların formda oyuncusu Ali Ülgen ile neden başlanılmadı. -        Kafamda akıllı sorular var. -        Ama deli olmak da işten bile değil. ŞanlıUrfaspor iki topçusu bir teknik direktörü ile maç aldı. Bolusporlu futbolcular maça çok asıldılar. Karşılaşmanın önünde en büyük engel, Geosis Boluspor Teknik Direktörü idi. -        Şu maça; -        Doğru kadro, -        Doğru eşleşme, -        Doğru taktik ile çıkılmış olsa; kazanılmayacak bir maç değildi. Teknik Direktörün elinden eksik etmediği not defterinde ne yazıyordu bilmem.. -        Ve Fakat Galibiyete dair bir şeyler yazmadığından eminim. -        O not defteri Şanlı Urfa’ya boş gelmiş. İşte o yüzden Hoca’ya da, not defterine de sıfır veriyorum. -        ŞanlıUrfaspor mağlûbiyetinin tek müsebbibi HOCA Yalçın Koşukavak’tır Onu diyorum. XXX Sayın Teknik Direktör, Şimdi size birkaç soru yönelteceğim… -        Hafta içi, Stat mevzusunda uzaktan laf yetiştireceğinize, neden muhatapları ile yakından görüşmüyor, fikir edinmiyorsunuz. -        Hafta içi, Asıl görevinize odaklanmıyor ama kelime hazinenizi futbol dışı gündemlerle geliştiriyorsunuz -        Hafta sonu, Asıl göreviniz olan futbolu hak edemiyor, deplasmanda taktik olarak fakirleşiyorsunuz. -        Neden? Sonuç olarak; -        Maçı ilk yarı ve ilk on bir tercihinizle kaybettiğinizi fark edebildiniz mi?

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

HOLANDADA RAMAZAN VE KÜLTÜREL HOŞGÖRÜ 29 Mar 7:06 AM (14 days ago)

Ramazanın son teravi akşamında emekli öğretmenlerle ve Hollanda okullarında çalışan yeni nesil öğretmen arkadaşlarımızla iftarda buluştuk.  Yeni nesil öğretmen arkadaşlarımızdan Ramazan hakkında yaşanan harika örnekler işitmek bizleri çok mutlu etti. Ramazan, hem bireylerin manevi hayatlarını derinleştirdiği hem de toplumsal bağları güçlendirdiği özel bir zaman dilimi. Hollanda’da, özellikle yeni nesil öğretmenlerin, Ramazan ayına gösterdikleri özen ve hazırlıklar, eğitim ve kültürel entegrasyonun ne kadar önemli bir rol oynadığını gözler önüne seriyor. Bu öğretmenler, sadece kendi öğrencilerine değil, aynı zamanda okullarındaki diğer öğretmenlere de Ramazan’ın anlamını aktarmaya çalışıyor. Örneğin, Hollandalı öğretmenler oruç tutmayı deniyor. Hatta müslümanlığı seçen öğretmenler bile var.  Camilerde düzenlenen iftar yemekleri de önemli bir etki alanına sahip. Bu yemeklere sadece Müslümanlar değil, belediye başkanları, kamu hizmetleri çalışanları, polis ve emniyet müdürleri gibi farklı kesimlerden insanlar davet ediliyor. Bu tür etkinlikler, toplumsal dayanışmayı güçlendiriyor ve kültürel farklılıkları birleştirici bir köprü işlevi görüyor. Bu, toplumsal uyum ve kültürler arası anlayışın sağlanmasında kritik bir rol oynuyor. Bir diğer etkili faktör ise Profesör Abdülvahap Bomul’un İslam’a dair yazdığı kitaplar. Bu kitaplar, Türk çocuklarının Hollanda’da İslam’ı daha derinlemesine öğrenmesine yardımcı oluyor. Türkçeleri yeterince güçlü olmayan çocuklar, Bomul’un eserlerinden faydalanarak hem dini bilgilerini hem de dil becerilerini geliştirme fırsatı buluyorlar. Bu da eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada önemli bir adım. Son zamanlarda bilim adamlarının orucun sağlık açısından çok değerli olduğunu öğütlemeleri de Ramazanın önemini artırıyor. Ramazan ayı boyunca, Hollanda okullarında bu tür hazırlıklar ve etkinlikler, sadece dini değerlerin yaşatılmasını değil, aynı zamanda farklı topluluklar arasında saygı ve hoşgörünün güçlenmesini sağlıyor. Bu da eğitim sisteminin daha kapsayıcı, anlayışlı ve destekleyici bir hale gelmesine katkıda bulunuyor. 29 Mart 2025 Şükrü Karataş

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

ELVEDA RAMAZAN, HOŞ GELDİN ŞANLI BAYRAM 27 Mar 11:37 PM (15 days ago)

ELVEDA RAMAZAN, HOŞ GELDİN ŞANLI BAYRAM   Sevinç ve hüzün duygularımızın yan yana hissettiğimiz bir zamandayız. Nasıl sevinmeyelim ki,   Müslümanın mağfiret edildiği bu mukaddes ayda, biz de o bahtiyar insanlardan biri olmuşuzdur ümidindeyken, Birden Hüzünleniyoruz. Maddi ve manevi, sonsuz huzur ve bereket bahşeden mübarek Ramazan ayı’ndan zamanı geldiği için de ayrılıyoruz... Oysa Ramazan ayı sanki, daha yeni başlamıştı Şimdi de bütün haşmetiyle veda ediyor. Zaman bir kuş misali uçup gidiyor. Bir daha bu feyizli muhteşem aya kavuşur muyuz, kavuşamaz mıyız, hiç birimizin belli değil. Ölüm gerçeği her an karşımızda. En gerçeğe, her an hazır olmak lazım değil mi? Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi, Var mı Allah’tan yukarı, kabirden aşağı? Toparlan ruhum gidiyoruz, sen yukarı ben aşağı.. Bu gerçekten, asla kaçış yok, bunu iyi biliyoruz. ve inananlar; Kalp kırmıyoruz, kul hakkı yemiyoruz, makam mevki için, insanları satmıyoruz. Herkese tebessüm ediyoruz. İlm öğreniyoruz. İlmimizle amel ediyor ve bunları sadece Allah için ihlasla yapıyoruz. Daha sayabilecek çok maddeler var. Şimdilik bu kadar yeter diyelim. *** Neler yapmadık ki, Ramazan ayında, oruçlar tutuldu, namazlar kılındı, teravihlerimizle cami ve mescitlerimizde kardeşlerimizle omuz omuza, gönül gönüle eda ettik. Zenginlerimiz zekâtlarını verdiler. Sadakalar ve fıtır sadakaları verildi. İftarlar verildi. İftar davetlerine gidildi. Fakir fukaralar gözetildi. Komşularımız sevindirildi. Bolu’da görüne o ki,  devlet millet kaynaşması sağlandı. Hele bin aydan daha hayırlı, bir ömre bedel olan Kadir Gecesini de sağ salim idrak ettik Bunun için Rabbimize sonsuz kere hamd etsek yine azdır. *** Seben ‘de, 1977-80 Yılları arasında müftülük yapan, Avrupa’da vatandaşlarımıza hizmetler sunan ve edebiyat dünyamıza hece vezinli şiirleriyle yer bulan, şöhretin afetinde kurtulmak için  “Eyyubi”  “mahlas “ismini kullanan kıymetli ilim ve din adamı Sayın Dursun Pektaş beyin bu sene ki Kadir gecesinde yazdığı dörtlüğü yazıma alıyor ve sizlerle paylaşmayı bir nasip olarak görüyorum: LEYLE- KADR Kâinâta aktarmış Hak Bir gece kevser nehrini Acep kavrar mı ki idrak Leyle-i kadrin kadrini. (Eyyübî  - 26.03.2025 ) ****** Yazımıza farklı bir açıdan bakarak devam edelim. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. (N.F.Kısakürek) Bu ramazanda da, oluklardan aktık. Birçoğumuz pak olmaya çalıştık. Ne var ki, hiçbir sorunu yokken, bu aya kasıtlı saygısızlık yapanlarla da karşılaştık. Kirli oluklardan akanları gördük Onlara da acıdık. İnanın kızmadık. Çünkü her, yapılan, her hareket şey kayıt altında zaten. Bu gerçeği, insanlığa Peygamber efendimiz bize açık seçik bildiriyor.. Kiramen Kâtibin denilen melekler ise insanın her yaptığını yazıyor Sonra, Onları bu densizliğe iten nedenlere veryansın ettik Beyt “Gözler kör ise, bunda güneşin kabahati ne” *** Bu aya saygısızlık yapanların, bunu hak görmeleri biraz egoizm değil midir? En büyük suç,  Allahuteala’ya karşı yapılan saygısızlık değil midir? Ve en son, herkesin Döneceği O’na değil midir? Geçelim. “Şu anda kalbiniz milimetrik atıyor, oksijen her hücrenize gidiyor, kanınız böbreklerde süzülüyor, sinir sistemleriniz yerinde, kaslarınız mükemmel, gözler görüyor, kulaklar işitiyor, besinleri sindiriyorsunuz, Bütün bu sistemleri insan vücudunda kuran Allahüteala dır. Muhteşem vücudumuza, vücudumuzun ihtiyacı olan 1 aylık oruç nimetini neden esirgiyoruz? Cevabı mı? Maalesef Kötü arkadaş(Aile), Nefs ve Şeytan. İlimsizlik te ilave edilebilir. *** İmamı Rabbani efendimizin( 1563-1624) bir sözünü de yazımızın konusuna uygun olarak, buraya nakledelim: “Canım yavrum, sana sözüm şudur, Çocuksun, yol da çok korkuludur”   Gerçekten de, daha çok yol katedeceğiz. Bunu Kıyamet ve Ahiret kitabından okuyabilirsiniz Bu gerçeği bilmek zorundayız. Çocukluğa gerek yok artık. ***************** BAYRAM GELDİ. Bayram, kulluk şuuru içinde ibadetlerini yapan, imanlı gönüllerin hasat günüdür, çok mübarek bir gündür. Bu günlerde bize düşen birçok vazife var; büyüklerimizi, akrabayı ve dostlarımızı ziyaret etmek, bayramlarını tebrik etmek, dualarını almak gibi...   Bayramlaşma, kabir ziyaretlerini de yapmalıyız, onlara okumalıyız. Onların duaya, hatırlanmaya ve okumaya ihtiyaçları var. Bayramın sevincinde yetim çocuklar varsa onlara daha çok ilgi göstermeliyiz. Bayram hüznümüzde ise, Filistin’deki kardeşlerimizi durumu. Filistin’de ki durumu, acıları, ıstırapları izah etmek için kelimeler, cümleler yetersizdir. Her gün katliamları görmek, İslam Aleminin yakalarını ABY kaptırmaları sonucu, Müslümanlar inim inim inlemektedir. Türkiye’nin de yakasını kapmak istediklerini biliyoruz. Oynanan oyunlarında çok net görüyoruz. Bu bayramda ve her zamanda ABD, İngiltere başta olmak üzere, emperyalist devletlere lanet olsun. *** Kıymetli Okuyucularımız, Bu Cuma gününüzü, Mübarek Ramazan ayınızı ve gelecek olan Mübarek Ramazan Bayramı’nızı şimdiden tebrik ederim efendim.    

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

MUHSİN BAŞKANI UNUTTUK MU? 25 Mar 2:02 AM (18 days ago)

MUHSİN BAŞKANI UNUTTUK MU? 1954 yılında Anadolu’nun bir köyünde, çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. O Anadolu çocuğu. Anadolu’da, liseyi bitirdikten sonra, 1972 yılında Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesini kazandığı için, Başkente geldi. O yıllarda, gençlik hareketleri bütün Ülkede tüm aksiyonlarıyla cereyan etmekteydi. Gençlik kaynıyor, terör ise her yanda kol geziyordu. Ülke zor durumdaydı.  *** 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında, şartlar birden değişti. Zindanlar farklı görüşteki gençlerle dolmaya başlamıştı. İşkence haberleri duyuluyordu. Muhsin başkan, darbe sonrası Mamak zindanlarındaydı. “Zindan iki hece Mehmedim lafta, baba katiliyle baban bir safta!,” Dile kolay, 5,5 yıl hücrede, 2 yıl da hapiste toplam 7,5 yıl içeride yattı Muhsin Başkan. ***   O genç adam, zindan da yazdığı şiirinin bir bölümünde  : Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, Sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim, Güneşimi kapatmayın, Beton çok soğuk, üşüyorum... *** Cezaevinden çıktıktan sonra, milletine hizmet etmek için gene Anadolu’nun bağrındaydı. Cezaevinden çıktığında şunu söyledi: Din öne, Kin arkaya! *** Tarih 22 Aralık 2008.  Genç adam, Karaman’da, etrafını çeviren kalabalığa konuşurken, ortalıkta çıt sesi duyulmuyordu.     Ortalığı, sadece o imanlı ve ihlaslı ses kaplamıştı. O genç adam ”Ölümü” anlatıyordu.  “-Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nereden geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz. Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da milletle olmayacağız.” *** O genç adam, 16 yıl önce bu zamanlarda, 25 Mart 2009 tarihinde, soğuk bir günde beraberindekilerle yola çıktı. Kendisiyle birlikte altı kişinin bindiği helikopter  Sisne ve Kızıl öz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlı çukur mevkiinde düştü. O genç adam orada, yanındakilerle birlikte şehit oldu. Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi vessellem” bir hadisi şerifinde : -Yüksekten düşen şehit olur”, buyurmuşlardır. TESADÜF MÜ?  Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun içinde bulunduğu helikopterin kaza kırım ekibinde bulunan Yarbay Davut Uçum ile helikopterdeki GPS cihazlarını söküp yok eden astsubay Aydın Özsıcak'ın, 15 Temmuz 2016 darbe gecesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Marmaris'ten almaya giden FETÖ'cü darbeci ekibin içinde olduğunun ortaya çıkması, tesadüf olabilir mi? *** Şimdi, çevremizde ve dünyadaki gelişmelere bakalım. Genç lider, Muhsin Yazıcıoğlu Başkanın şehit edilme nedenlerini tarih bilgimiz, ilimle ve ferasetimizle çok net anlayabiliyoruz. Onaltı yıldır cevabı verilemeyen soruların, baş ortağı ABD ve İsrail’in, olduğunda hem fikiriz. Filistin’i işgal eden zihniyetle, İsrail’in sınır bekçileri PKK’nın sırları artık gün ışığına çıktığını biliyoruz. Katilin kim ve kimler olduğunu,  USA patentli müttefikimiz (!)  ve kendilerine uşak olan alçak katilleri “günümüzde” beslediğinden de, kuşku duymuyoruz.  *** Allahüteala’ya ant olsun ki, Bu aziz Milletin şehidi,  Muhsin Başkan’ın hesabını,  hem bu dünyada, hem ahiret te, takip edeceğimiz gibi, Türke kefen biçen, Katillerin ve işbirlikçilerinin yakalarından eninde ve sonunda dünyada ve ahirette mutlaka yapışacağımızı  tarih önünde, söz veriyoruz. Muhsin başkanın şehit edilmesindeki amaçla, Türkiye’nin yok edilmek istenmesindeki ortak amaç birebir örtüşüyor. Türkiye’nin başına örülen çorapların, kaynağını ve işbirlikçilerini her vatandaşımızın gördüklerini biliyoruz. Bu güne kadar katillerin kesin bulunamaması da ayrıca bir muamma. Yazı başlığımız o yönde. Muhsin başkanı unuttuk mu? Ey ülkem, Ey Türk Milleti! Ey Müslüman Âlemi! Muhsin Başkanı Unutma ve Unutturma.    Not: Gerede eşrafından, Bolu’nun yükselen değeri, Geredeli Kıymetli İnsan Mehmet Çongar’ı bir trafik kazasında kaybettik. Cenazesi bu gün Öğle namazına müteakip  kaldırılacağını öğrendik. Üzgünüz.  Allahüteala rahmet eylesin.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

ÇOCUKLARDA ALIŞKANLIK NASIL OLUŞTURULUR? 23 Mar 11:05 PM (19 days ago)

ÇOCUKLARDA ALIŞKANLIK NASIL OLUŞTURULUR? *Çocuklar kuralları sevmez gibi algılanır ancak düzen ve tertip çocukları güvende hissettirir. Unutmayalım ki çocukların istekleri değil, ihtiyaçları vardır. Güven çocuğun en önemli ihtiyacıdır. *Davranış kazanımı eğlenceli bir şekilde verilmelidir. Çocuğunuzda yerleşmesini istediğiniz davranışı oyunlaştırmanız, mevcut duruma anlam katacaktır. *Alışkanlık takip çizelgeleri kullanmak faydalı olacaktır. Renkli, sevimli ve ilgi çelici takip çizelgelerini çocuğunuzla birlikte oluşturarak, mevcut duruma eğlence katabilirsiniz. *Çocukların yemek yeme, uyuma ve ders çalışma gibi davranışlarını ödüllendirmeyin, bu durum özellikle yetişkinlikte motivasyon düşüklüğüne sebep olur. İhtiyacını karşılayan bireye ödül vermek, yapmadığında cezalandırmakla aynıdır. *Destekleyici sözcükler kullanmak, çocuğu dinlemek daha yapıcı bir yaklaşım olacaktır. Etkili iletişim önce dinlemekle başlar. Anlamak için önce dinlemek lazım.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

GEOSİS BOLUSPOR’DA SİS 19 Mar 12:25 AM (24 days ago)

GEOSİS BOLUSPOR’DA SİS Alışkanlık kötü bir şey! İtiyatlar da öyle.. Onu diyorum… Şu huy! dediğimiz şey çoktan içimize işlemiş. O formanın içinde kim olursa olsun. O armayı kim taşıyorsa taşısın. Komutan kim olursa olsun. Bayrak için, Flama için, Aidiyet duygusunu taşımak müthiş bir şey. Farkında mısınız? bilmem! Huy’larımız karakter haline gelmiş. Bu güzel huyumuzdan kurtulmanın imkanı da, lüzumu da yok. Onu diyorum. Kimse huy’lanmasın. Kimse üzerine alınmasın. -         “Kırmızı Beyaz En Büyük Bolu” mottomuz vazgeçilmemiz. Boluspor hem huyumuz hem karakterimiz olmuş. -         Küçük Şehrin Büyük Öyküsü ve Kırmızı Beyaz renklerimizin adeta kumu olmuşuz. Hatta Ahmet Kaya’nın dediği gibi su değil, şu gibiyiz; -         “Bırak da sarılayım ayaklarına” -         “Kum gibi, kum gibi, ezip geçme” Boluspor sevdası böyle bir şey işte.. Bizim kişilere değil, renklere olan aşkımız değişmez. XXX O diil de! Şu Ümraniye karşılaşması orijinal bi karşılaşma oldu vesselâm. Huylanmanın alemi yok; tamam da! Ve Fakat Ben huylanıyorum. Bu mağlubiyeti beklemiyordum. Aralığın bir’inde Tuncay Şanlı yönetimindeki Ümraniyespor’u 3-0 gibi net bir skorla yenen Arif Ufuk Kahraman’lı Boluspor.. Mart’ın 15’inde Yalçın Koşukavak’la, Bülent Bölükbaşı’lı Ümraniyespor’a tek farklı bir skorla mağlup oldu. Şimdi! -         “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” deyimini gel de hatırlama.. 2024’ün bi aralığında, Mukairu, Berk Yıldız ve Babacar ile rakibi üçlemişiz. Gel velâkin… Martın bi gününde İstanbul’da tek golle rakibe karşı teklemişiz. Tekere çomak sokmak gibi derdim yok ama dertliyim. Bu tekleme kafama yatmadı. Kendimi ikna edemiyorum Nitekim. Yazımı yazarken Mengen’e kar yağmaya başladı. Gökdağ tarafları sisten görünmüyor. Yüksek yerler, çam ormanlarımız bembeyaz. Geosis Boluspor, 28 martta elli puanlı, dördüncü sıradaki Bandırmaspor ile karşılaşacak. Umarım o tarihe kadar Gökdağ’dan ve Geosis Boluspor’un üzerindeki sis kalkar. Yoksa!!! Play Off! Off mu? Olacak. XXX Bir güzel Yaren yazmış; göndermiş… Geosis Boluspor Ümraniyespor karşılaşmasını kendi canlı izleniminde detaylı bir yorum analiz yapmış. Pek sevdim. Kayıtsız kalamadım. Noktasına virgülüne dokunmadan.. Halis muhlis şık bir analiz olmuş.. Buyrun! -         İstanbul Ümraniyede yazdan kalma güneşli bir hava saha tam futbol oynamak için müsait. -         Hafta içi aynı statta İstanbulspor karşısında kazanan takımdan hoca bazı değişiklik ile maça başladı. -         Eren yerine Babacar. -         Jefferson yerine Lico tercihi. -         İlk yarı başa baş bir mücadele gösteren Boluspor ikinci yarı sahada yok gibiydi. -         Babacar kazandığı pozisyonları cömertçe harcadı. -         Hocanın sarı kart gören oyunculara müdahalesi çok geç oldu ve nitekim oğuz kaan güçtekin kırmızı kart görerek takımı on kişi sahada bıraktı.. -         Ümraniyespor yedek kulübesi çok gergindi her pozisyonda hakem oguzhan aksu ya itiraz ediyorlardı. -         İlk yarı gösterdiği altı sarı kart ile hakem maçın gergin geçmesine vesile olmuştur. -         Ümraniyespor bulduğu tek gol ile Boluspor karşısında üç puana ulaşmış oldu. -         Ümraniyespor Glumac tüm hava toplarını almayı başardı. -         Jefferson 75.dk oyuna dahil olunca biraz silkelensekte golü bulamadık. -         Çağlar sakat sakat oyuna bitirdi. -         Sağ ve sol kanat ali ülgen ve Enes alıç iyilerdi. -         Balbùrdia orta saha da iyiydi lakin yalnız kaldı. -         Hasani liço ve babacar vasat. -         Mukairu yalnız kaldı Jefferson yokluğunda yoruldu Doğru söze, Doğru analize, Güzel huya, Güzel karaktere, Güzel renklere.. Bu Aşk’a, Ne denir ne söylenir.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

110 YIL ÖNCE, 253 BİN ŞEHİTLE YAZILAN ÇANAKKALE DESTANI 17 Mar 9:11 PM (25 days ago)

110 YIL ÖNCE, 253 BİN ŞEHİTLE YAZILAN ÇANAKKALE DESTANI Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu Toprak, bir devrin battığı yerdir.  Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir!  (N. H. Onan) *** 110 Yıl Önce 253 bin şehit verdiğimiz  bir destanı kağıda dökebilmek imkansız. 1915 Yılı. Çanakkale'de 315 bin askerimiz vardı. Bu askerlerimizin 253 bini şehit oldu. Bu gün, 253 bin şehidimizi, tüm şehitlerimizi ve O kahramanları yetiştiren anaları babaları rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz. Çanakkale bir destandır. Bu destan, ciltlere sığmaz, ancak kalplere sığar. Çanakkale, 315 bin kahramanımızın destanıdır. *** 10 yıl önce, 12 Nisan 2015 günü Çanakkale’yi ziyarete gitmiştik. Oraları rehberimizle gezerken, Çanakkale’de bizzat duyduğum ve hikâyesini öğrenip yazdığım bir gezi-anı- hatıra yazısıyla  tekrar karşınızdayım.  *** ŞAHİNDERE ŞEHİTLİĞİ Şahindere Şehitliğindeyiz. Yüreklerin, fikirlerin, sevdaların, hasretlerin, dünya sınavının son bulduğu bir cennet bahçesindeyiz.   O zamanlar Şahindere sargı yeri, (seyyar hastane ) yani tedavi yeridir. Hastahane derken, hastahanemiz açık alanda ağaçlarla, çalılarla kaplı bir bölgeden bahsediyoruz. İleride Arı burnu ve Güney cephesi, cephe gerisinde dere yataklarının kenarlarında tedavi yerleri kurulmuş. Buralarda en gerekli olan da su. O nedenle dereler bizim başlıca hijyen, hayat kaynağı noktamız olmuş. Bunlar 110 yıl önceki, 1915 imkânlarımız. Yokluklar her yanımız sarmış o zamanlar. Silah, mühimmat, araç gereç, ilaç yemek içecek, yol, doktor, hasta bakıcı, sargı bezi, uyuşturucu morfin, yok denecek kadar az. En büyük sorun, zamanımız az, kısa zamanda yaralımız çok.  Askerlerimiz cephede bir taarruza kalktıkları zaman veya bir saldırıyı püskürttükleri zaman, birkaç saat içinde on binlerce askerimiz yaralanıyor. Yaralanan yiğitlerimizi, içerideki sargı yerlerine tedavi için getirmek ayrı bir sorun. Cepheye mühimmat, at arabası veya öküz arabasıyla taşınıyor, geriye dönüşlerde, yaralıları ot yatakları üzerinde bu arabalarla geri taşıyorduk. Ağır yaralılar zaten kan kaybından şehit oluyordu. Ağır yaralılara yapılabilen tek şey, ağaç diplerinde bırakılıyor, iyi olabilecek askerlerin tedavileri ise sağlanıp tekrar cepheye gönderiliyordu.  Vatan herkesten hizmet bekliyordu. Tedaviye getirilen Ağır yaralılara vakit bulunabilirse bakılacaktır. Ağır yaralıların en büyük sorunu da, sinekler ve kurtçuklar tabi ki, tek istekleriyse, sadece bir dua. Bir de şehit olabilmektir. Kol bacak kopmuş. Bir hilal uğruna şehitlikten gayri ne istenir ki? DOKTOR SALİH BEY Orada görev yapan doktorlardan biri de Askeri Doktor Salih (Dörtbudak) Beydir.  Salih doktor, gece gündüz yaralılarla uğraşmakta, can siperane hizmet vermektedir. Salih doktorun önüne sedye ile genç bir yaralı getirilir. Karnı parçalanmış bağırsakları dışarıda, bir bacağı da kopmak üzere, her tarafı kan toz toprak içerisinde. Bu yaralıyı Doktor Salih Beyin önüne koyarlar. Salih Bey, gelir yaralıya bir bakar, durumu çok ağırdır. Askerlere emir verir, kaldırın bu yaralıyı, bir kenara bırakın der. Kafasını çevirmek üzereyken, yaralı asker son bir gayretle, doktora sesini duyurmak üzere iç burkan bir  haykırmayla sesini duyurur: -Baba, babacım! Salih Bey bu sesi duyunca, dona kalır. Birden döner, bakar şöyle, tanıyamamıştır oğlunu, önünde paramparça yatan oğludur. Bir hançer daha sokulur Doktor Salih Beyin yüreğine, boğazı düğümlenir, konuşamaz, Gördüğü kişi, paramparça yaralı  biricik  oğludur. Evladına sarılıp, öpüp koklamaya başlar, -Oğlum, benim oğlum! Bu benim oğlum! Ne var ki, yüzlerce yaralı Mehmetçik sırada, hatta ameliyat masasına bir yiğit yatmış, Salih Beyi beklemektedir. Salih Bey, bir bakar etrafına, Mehmetçikler derman, vatan da hizmet beklemektedir.  O halde baba mıdır, doktor mudur? Bir karar vermek zorundadır Salih Bey, -Bu benim oğlum, oğlumu gölge bir yere kaldırın. Salih bey, tekrar tedavi bekleyen diğer Mehmetçiklerle ilgilenmeye başlar. Saatler sonra, bir boşluk bulduğunda biricik oğluna bakmaya gider, Bakar ki oğlu Çanakkale’de,  on binlerce şehit olan Mehmetçikten birisi olmuştur. Doktor Salih Bey, Çanakkale’de oğlunu diğer Mehmetçiklerden ayırt etmemiştir. Şahindere sargı(tedavi) yerine gelen, 2177 yiğit, son nefesini orada verip, şimdide orada yatmaktadır. O gün her biri için, mezarlarına bir taş parçası konarak yerleri belirlense de günümüzde kaybolmuştur.  Bir tane şanslı şehit vardır.  O da Mustafa Teğmendir. Mustafa Teğmen yaralanır ve Şahintepe sargı yerine (tedavi yeri) gelir. Kurtarılamaz ve O’da şehit olur. Buraya da defnedilir. Mustafa Teğmen’in babası da Kuzey cephesinde askerdir. Evladının şehit olduğu haberi üzerine gelir ve evladının defnedildiği yere bir işaret bırakır. Savaş sonrası oğlu kabri üzerine demir parmaklıkla çevirir. Bir mezar taşı diker. Yeri belli olan şanslı tek şehidimizdir. Aynen aşağıdaki puntolu yazılar taşta vardır.“18 Eylül 1915 Vatanın Şanslı ve Genç Şehidi 30.Alay 10.Bölük Mülazım-I Sanisi(Teğmeni) Ali Sadi Efendi (Oğlu) Mustafa Efendi Ruhuna Fatiha” ***   Şahindere’de, 2005 Yılında Orman Bakanlığı’nca şehitlerin hatırasına sembolik bir şehitlik yapılmış. Ay ve Hilalin ortasında Selçuklu mimarisiyle gökyüzüne uzanan ve ucuna doğru sivrileşen bir anıt vardır. Şehitlerin ruhunun yüceldiğini anlatır. Minareyi andırır. 2177 kişiden 1969 tane şehidimizin adları daha sonra belirlenebilmiştir. *** 18 Mart 2025 tarihi mübarek Ramazanı şerif ayına denk geldi. Çok duygusal bir atmosferdeyiz. Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana ağûşunu açmış duruyor peygamber..   *** Bu hakikatleri yeni nesille iyi anlatmamız, doğru ifade edebilmemiz, empati kurabilmemiz gerekiyor. Bu neslin, bilimde ilimde, ahlakta dünya birincisi olmaması için hiçbir nedenimiz olmadığını bilmeleri gerekiyor. Çanakkale, Türkiye’nin ve hatta dünyanın Hiroşima’sıdır. Bu netameli çirkef coğrafyada ve kirlenmiş dünyada, “Bu Şanlı Türk Bayrağı, Bizlerden Bir Rüzgâr Bekliyor.”    

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

ÇOK DA ŞEY YAPMAMAK LAZIM 16 Mar 10:02 PM (26 days ago)

ÇOK DA ŞEY YAPMAMAK LAZIM Hayatımızdaki tezatlıklar en çok da zihinsel çatışmalarda ortaya çıkıyor. Bu tezatlıkları belirleyen paradokslara bir göz atalım dilerseniz. HAYATIMIZDAKİ 5 PARADOKS; 1-Verimlilik Paradoksu: “Uzun saatler çalışmalıyım” dediğinizde, daha az iş yaparsınız. Parkinson yasası, işin tamamlanmasını tüm güne yaydığımızda, o zamanı doldurmanın verimsiz yollarını bulacağımızı söyler (telefondaki bildirimlere takılmak gibi). Bunun yerine odaklı çalışma-ara-tekrar başla döngüsü verimli olacaktır. 2-Tavsiye Paradoksu: Çok fazla tavsiye almak kafa karıştırır. İyi niyetle de olsa, sizin gerçekliğinizi yaşamayanlar sizi yanlış yönlendiriyor olabilir. Tavsiye söz konusu ise filtrelemek ve seçici davranmak daha iyidir. 3-Bolluk Paradoksu: Sonsuz seçenekler dünyası iyi bir fırsat gibi görünebilir ancak, bol seçenek stres yaratır. Neyi seçeceğini bilememek ve yanlış yapmaktan korkmak söz konusudur. Değerlerinize uygun seçimler yapmak en iyisidir. 4-Başarı Paradoksu: Daha fazla başarılı olmak için daha fazla başarısız olmak gerekir. Dönüştürücü büyüme anlarımız, genellikle en zorlayıcı başarısızlıklardan öğrenmemizle gerçekleşir. Erken düşen, erken kalkar. 5-Arkadaşlık Paradoksu: Çok arkadaş daha nitelikli iletişim demektir. Gerçek dostlara yatırım yapmak, kalabalık içinde yalnız kalmayı engeller. Gerçekten de zannettiğimiz birçok şeyin tersini çekeriz hayatımıza. İşte tam da bu yüzden hayatı akışına bırakmak en iyisi sanırım. YORMAYIN KENDİNİZİ, HAYAT KISA..

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

SONUÇLAR PEKMEZ PUANLAR TAHİN 12 Mar 2:25 AM (last month)

SONUÇLAR PEKMEZ PUANLAR TAHİN Geosis Boluspor, İstanbul’da İstanbulspor’a karşı da çok kıymetli üç puana daha sahip oldu. Sahiplerini kutluyorum. Soyunma odasında fotoğraf veren tüm ekibin gözlerinden öpüyorum. Manisa FK karşılaşmasından sonra, Geosis Boluspor’un artık güzel sonuçlar alacağını tahmin ediyordum. Bunu ve öngörümü yazmıştım. Tahminlerim yavaş yavaş puan cetveline oturmaya başladı. Bu futbol denen temaşası, sözü, alkışı, eleştirisi bol oyunun özünde takım olmak yatıyor. Ve Futbol çok basit bir oyun… Futbolu da basitleştiren teknik direktörler değil futbolcular oluyor. Zira hiçbir teknik direktör futbolcusu sihirbaz olmadıktan gayri; şapkasından tavşan çıkaramaz. Başta Geosis Boluspor’un Teknik Direktörü olmak üzere kimse şapkasından tavşan çıkarmıyor. Çıkaran varsa da! sosyal medya bu işin hakkından geliyor diyebilirim. Zira; Sosyal medya, TV yorumcuları ve bazı duygusalcılar meseleyi bir şekilde oşartabiliyorlar XXX Geosis Boluspor’un üçüncü teknik direktörü henüz ayağının tozu ile gelmiş, Pendikspor’a karşı tek farklı yenilmiş, Boluspor evine puansız dönmüştü. -         Naby Yusuf o maçtan bu yana ilk on bir yüzü görmüyor. Ve o günden bu güne, Geosis Boluspor istikrarlı bir şekilde 11 puanın sahibi olmuş. Defalarca yazmış kimseyi ikna edememiştim. Nihayet Pendik karşılaşmasında da görüldü ki; Naby ile defans hattı savruluyor. Çare; Stoperde sağ ve sol ayaklı iki oyuncuya güvenmek. Alan ve adam savunması noktasında hat ve hadlerini bilen disiplinli duruşları ile her iki kanadı koruyacak iki oyuncuda karar verebilmek, Ayrıca Kağan Güçtekin’e destek olacak kesici, nefesli, oyuncuya yönelmek, Kaptan Kalecinin yüzde yüzlük kurtarışlarına destek ve ortak olacak ön dörtlüde ısrarcı olabilmek, Jefferson’un fiziki kaybının önüne geçecek bir orta saha elamanını bulabilmekti. Bu dediklerimin tamamı; -         Manisa karşılaşmasından başlamak üzere bugüne kadar Geosis Boluspor’un hocası tarafından uygulanıyor. XXX Ağzımla kuş tutmasını bilmem… Ve Fakat Yazılarımla tavşan çıkarmayı pekâlâ becerebiliyorum. Nitekim! 22 Şubat 2025 de şöyle yazdım ·        Boluspor, ·        Manisa FK’yı iki sıfır (0-2) gibi net bir skor ve net bir oyunla geçti. ·        Boluspor, ·        Şapkadan tavşan çıkarmadı. ·        İki oyuncuyu eseme listesinden çıkardı. ·        Tavşan da kendiliğinden çıkmış oldu. ·        Geosis Boluspor T.Direktörü Hoca’mız ·        Berk Yıldız’ın yerine, Florent Hasani’yi, ·        Dean Liço’nun yerine, Mario Balbudia’yı tercih edince mevzu tamamlanmış oldu. ·        Arif Ufuk Kahraman Hoca ile geçiş oyununda olgunlaşan Boluspor, Florent Hasani ile daha efektif oynamaya, ·        Defans hattında Naby Yusuf ile saçmalayan Boluspor, Fethi Özer ve Onur Ulaş ikilisini sağ/sol stoper, ·        Enes Alıç ve Ali Ülgen’i iki kanat bek yaparak işi sağlama aldı. ·        Mario Balbudia ile ön libero mevkiini güçlendiren, Oğuz Kağan Güçtekin’in verimini artıran Boluspor kompakt ve dengeli oynamaya başladı. XXX Takım o günden bu yana düzelmeye, ivmesini yükseltmeye, defans hattında hata yapmamaya başladı. Duvar muvar hepsi hikaye.. -         Aslında şapkadan tavşan değil cin çıkmış ve Geosis Boluspor rakiplerini çarpmaya başlamıştır. Geosis Boluspor’un tecrübeli hocası yazılarımızı okuyarak büyümediği, takımını buna göre şekillendirmediği muhakkak.. Ama etkilendiğini, yanlıştan döndüğünü, ve/veya kulağına kar suyu kaçtığını düşünmek haksızlık olmaz. Zira yazdıklarım ortada.. ·        Naby Yusuf’tan vazgeçmesini, ·        Oğuz’a ve bölgesine bir takviye (Mario Balbudia) vermesini, ·        İki kanat bekte ısrar etmesini, ·        Dean Liço’yu hamle oyuncusu olarak kullanmasını, ·        Aleksic ısrarını, ·        Hasani’nin oyun karakterini takıma uyumlu hale getirmesini, ·        Jefferson’un fiziki kapasitesinden ziyade teknik tarafını kullanmadaki sabrını, ·        Mukairu’yu daha efektif kullanmak gayesiyle ince dokunuşlar yapmasını, Fikri sabitime ve futbol aklıma uygunluğu noktasında hocayı alkışlıyorum. XXX Ok yaydan çıkmış hedefin menziline girmiştir. -         Rüzgar, sepken, tipi mipi vs. olmazsa pek sorun olacak gibi durmuyor. Geosis Boluspor Teknik Direktörü radikal kararlarından dönmez, oyuncuları noktasında duygusallık yaşamaz, istikrarı bozacak haller karşısında ön alırsa mesele yok. Nitekim.. Alınan sonuçlar pekmez tadında şeker gibi. Puanlar ise tahin misali çok emek sarf edilerek geliyor. Mesele iyi bir karışım… O karışım da! Play Off!

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

İYİ Kİ,  MUKAIRU VAR 11 Mar 2:22 AM (last month)

İYİ Kİ,  MUKAIRU VAR Hayat sürprizlerle dolu bir süreç içinde, devam ediyor. Kim derdi ki Boluspor; cadı kazanı içinde savaşırken, Bolu’da maçlara çıkmanız “Yassah Hemşerim” denileceğini. Eee, hayat ta acımasızca da devam ediyor ya, Maçlarınızı da kesintisiz oynatıyoruz diyorlar. Başka ne mi diyorlar? Bulun sahanızı diyorlar. Sanki “14 Burda AVM” de saha satılıyor da, biz almıyor muşuz gibi davranıyorlar. TFF yardım ediyor mu, etmiyor mu şu anda bilemiyoruz, da ümidim bu konuda yok. Adamlar, ülkemdeki gocaman gocaman takımların maçlarında “yabancı hakem” sorununu çözebilme çabalarından dolayı,  bir türlü Bolu’yu ve Anadolu’yu göremiyorlar. Bize bir türlü sırada gelemiyor. Sakatlık tepeden başlıyor. … Ya bizler, Bizler de, Atatürk stadyumundaki havayı özlüyor, kendi takımımıza hasret gitmeye başlıyoruz. Şimdi duygusala bağlanıp ah vah mı diyelim, Gerçekçi olup, can siperane gerçeklerle mi güreşelim? O halde peşreve devam! Güreşelim! BİR TEHLİKE BİZE YAKLAŞIYOR Boluspor ’un; Hep deplasman, hep deplasman mücadelesi sürerken, Fark etmemiz gereken bir tehlike de, bize Korondan daha tehlikeli şekilde fark ettirmeden bulaşıyor. Hep deplasmana gideceğiz ya, Seyircimiz takımından ister istemez uzaklaşıyor, Mecburen, TV başında takımının maçını izliyor veya izlemiyor Ne mi Oluyor? Gevşeklik başlıyor. Efsaneyi sevenlerinden bire bir, ayırdınız mı Ve bu duruma alıştırıldı mı, Boluspor gözlerden de gönüllerden de uzaklaştırılıyor. “Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönül’e giren gözden ırak olsa ne olur” Bu sorun düşünülmesi gereken bir husus. Şimdi “Seviyor, sevmiyor, seviyor” savaşı/savaşları başlıyor. … Yani taraftar sayımız da, ciddi bir azalma bu durum(lar)da mecburen başlıyor. Sevgiye, dostluğa bilerek veya bilmeyerek  “sublimal gevşeklik” öneriliyor. *** Kendi evimizde diye, yabancı saha kâbusunda İstanbul’da oynadığımız maçı “Buruk Acı” içinde izledik. Gurbet içimde bir od(*) Her şey bana yabancı Hayat öyle bir han ki Acı içinde hancı (od=ateş) Maç öncesi, canımız yanmadı değil hani, “Bolulular, Ya zirve, Ya da Küme” maçlarından biriydi İstanbul spor maçı. Navigasyonumuzu 3 puana ayarladık Biz 8 sırada, Uğur Okulları İstanbul Spor, 6 sırada. Her iki takımda, düşme hattından sıyrılıp, tası tarağı play-off grubuna atma telaşındaydı. Biz yola çıktık, İstanbul sporu geride bıraktık. *** P.MUKAIRU  VAR SA.. Bu maç; Başa baş, dişe diş bir oyun oldu. Her iki takım da, önce güvenlik, sonra duruma göre, bir gol peşindeydi. Santrforsuz oynadığımız bu maçta da, P.Mukairu, 30.dakika da, Jefferson’ un akıl dolu pasına ve “sağ ayağı ile” plasesi, 3+3 puana vesile oldu. (1-0) İyi ki bütün takımımızın içinde Mukairu var. Bu güne kadar bir çok gol gördük. Fakat  bu Mukairu’nun golü, bizleri düze çıkaran, hepimizi rahatlatan, uzak ufuklara yol açan, güzel hayaller kurduran, kara kabuslardan beyinlerimizi uzaklaştıran bir goldü. Kaleci Çağlar gene istim üzerinde. Defans bloğumuz çok çok iyi. Son zamanlarda kalemizi gole kapattılar. Nazar değemesin inşallah. Orta saha da Jefferson’a çok yük biniyor. Çok mücadele ediyor. Takım şu anda iyi yolda. Ha bu arada, Üç hafta önce sakatlanan Berk ve daha önceden sakatlanan Hüsamettin’in de, Ümraniye maçı sonrası kadroda yer alacak olmalarını öğrendik. Onları da bekliyoruz. *** 78 dakikadaki değişiklikler çok yerinde oldu. Diri ve güçlü D.Lico ve N Oulare, takıma girdiklerinde taze güç olarak, takıma direnç kattı. *** Orta hakem, Yusuf Ziya Gündüz’ün, VAR hakemi Alper Çetin’in uyarısıyla, izleyip iptal ettiği gol kararı, Geosis Boluspor adına, futbol dünyası adına bir haktı. Burada canımız yakılmadı. Hakemi(leri) tebrik ederiz. Boluspor’a 1, İstanbulspor’a 2 sarı kart göstererek, Bu kritik, tansiyonu çok yüksek maçı 3 sarı ile bitirmesini, TFF’nin ve hakem kurullarının gözden kaçırmamasını dilerim.. *** DİKKATLİ OLMAYA, HEDEF BELİRLEMEYE MECBURUZ Bu maçtan alınan 3 puan, bizleri rahatlatmamalı. Her maçımızın deplasmanda olacağını unutmamalı. Kalan 9 yabancı saha maçına,  aynı bilinçle çalışılmalı. Gemileri yakmalı ve 27 puan parolasıyla, yola çıkmalı. Bu bir irade, bu bir azmin yansımasıdır. İlk etapta, tüm takım, , taraftarlar ve yönetim hedef belirlemeliyiz. Düşme hattına 10, 3. Sıradaki Erzurumspor’a 4 puan uzaktayız. *** Takımın hocası, Sayın Yalçın Koşukavak ve Ekibini , Savaşan Futbolcu kardeşlerimizi, Takımın sponsorlarını Boluspor Başkanını ve yönetimini tebrik ederiz.   ÖNERİM VAR. Boluspor kulübü, geride kalan 9 hafta içinde her hafta, basın toplantısı düzenleyerek, genel durumu ilk ağızdan kamuoyuyla paylaşması, gerekli bilgileri vermesi Play-off heyecanın içinde olduğumuz bu süreçte yararlı olacağı kanaatindeyim. Bilginin kaynağından edinilecek bütün bilgiler, kıymetlidir. Farklı şişirme haber seslerin gürültüsünü keseceğine eminim. Bu aralar birlik ve beraberliğimiz için, Bolu sporun kamuoyu ile birlikte, iç içe olmasını öneriyorum. *** Boluspor’a başarı dileklerimizi tekrar yineliyoruz. Efsanenin tam yanındayız. Maçın Oyuncusu P.Mukairu Fuat Bayramoğlu 11/03/2025  

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Camiler ve Yangın… 10 Mar 4:39 AM (last month)

2010 senesinden beri basının medyanın içindeyim, yeri geldi günlük 10 ayrı gazete okudum onlarca yerel ulusal haber sitesini takip ettim onlarca köşe yazarı okudum yine de gözümden kaçmış olabilir ama kayda değer cami yangını okuduğumu hatırlamıyorum kaldı ki içinde ölenler de olsun… Sayın Başkan camiler denetimden muaf olduğu için yangın riski taşıdığını, Ramazan ayında teravih olsun vakit namazı olsun kalabalıklaşacağından dolayı denetleme izni verilmesini istedi. Bunu neden istedi? Kartalkaya faciasından dolayı. Tabi sonrasında varsa olumsuz raporların yetkililere bildirilmesi gerekir, zenginin parasından konumundan korkularak çekinebileceği gibi Allah’ın evini bekleyen imamdan müftüden de baya baya çekinilebilir. Sonuçta biri madde âleminde kuvvetliyse diğeri de mana âleminde. Malum, başkan siyasi hedefleri olan biri yeter demiyor, mümkünse CB adayı değilse kabinede bakanlık en olmadı partisinin anketinden okuduğu üzere halkın kendisini görmek istediği yer olan ülke yönetiminde vazife. Çok daha büyük illeri yöneten onlarca başkanı geride bırakıp parti anketinde ismi nasıl yer aldı? Ulusala oynuyorsan ulusal çıkışlar yapmak gerekir, reklamın ana felsefesinde olduğu gibi Başkan hedeflerine ulaşabilmek için ulusalı ilgilendiren çıkışlar yaparak ismini seçicilerde ve karar vericilerde canlı tutuyor. 6 Şubat depreminden sonra şehirde denetlemeyeceğim bina kalmayacak dedi. O gün yangın dese kimse ilgi gösterip okumazdı ama bugünün anahtar kelimesi ise yangın. Yüzde 99 u Müslüman olan ülkenin ibadet mekânıyla da birleştirirsen al sana canlı hafıza… Gerçekten samimiysek gerçekten halkın güvenliği huzuruysa önceliğimiz yangın kontrollerini de yapalım fakat Uzay çağı diye övünülen teknolojinin erken uyarı sistemi bulmaktan aciz kaldığı, öncesinde hazırlık yapma imkânı olmayan, 30 İla 60 saniye sürmesiyle kaçıp kurtulma şansı tanımayan deprem denetimini camilerde olsun konutlarda olsun istesek ve yapsak daha hayırlı olur. Cuma ya da teraviye denk gelecek yıkıcı bir depremin içeride binlerce insanı tehdit edeceği aşikâr olduğundan çok daha önem arz ediyor.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

HEP DERİM, ÜZMEYİN KADINLARIMIZI! 9 Mar 9:39 PM (last month)

HEP DERİM, ÜZMEYİN KADINLARIMIZI! Kadınlarımıza iyi davranın, kutlayacak bir şeyleriniz olsun. Mutlu bir kadına her gün bayram öyle değil mi? Size birkaç soru.. KADINLAR MI DAHA ÇABUK UNUTUR ERKEKLER Mİ? Kimin pişmanlığı yoksa, kim daha az sevmişse, kim daha sağlıklı bir çocukluk geçirmişse, kim hayatı daha çok seviyorsa o daha çabuk unutur. ALDATMAK bir seçim, sadakat ise bir sorumluluktur. AH TUTAR MI? Elinden geldiği kadar bir kalbi pişman etmemeye çalış. Çünkü bir ah, cihanı alt üst eder, Sadi Şirazi. İKİ İNSAN AYRILIRKEN; şefkatli ve sakin konuşan taraf artık aşık olmayan taraftır, Marcel Proust. Üzgünüm ama, gerçek bu! Sonuçta kimse vazgeçilmez değildir. KADIN VAZGEÇERSE bir daha dönüşü olmuyor, hata yaparken bir kez daha düşünün derim! Bitti mi, bitmiştir.. BİR İLİŞKİ NE ZAMAN BİTER? Tartışmaktan ve anlatmaktan vazgeçip “tamam sen haklısın” dediğinizde, anlaşılmak için daha fazla çaba gösteremeyeceğinizi, tahammülünüzün tükendiğini hissettiğinizde, “devam etsek ne olacak, barışsak ne olacak” diye düşündüğünüzde, ilişkiyi yürütebileceğinize dair inancınız kalmadığında, ilişkiniz de bitmiş demektir. Genel yargı maalesef hep kadını yargılayan ve suçlu bulan bir mekanizmaya sahip. Bir ilişki, bir evlilik bittiğinde yine kadın başarısızdır. Başaramamıştır kendisinden beklenenleri, ya kadının beklentisi? Hayal kırıklığı.. Peki bu işin doğası nedir? KOCALAR vermek, hanımlarsa almak için yaratılmıştır. En iyi evlilikler, cömertçe veren bir koca ile hevesle alan hanımefendi arasında yapılır. Alma verme dengesi evliliğin en önemli denge unsurlarından birisidir. Aksi halde kadınların gözünden evlilik; HİÇ EVLENMEDİM. Çünkü evde bir kocanın yerini doldurabilen üç hayvan besliyorum: her sabah hırlayan bir köpek, bütün gün küfür eden bir papağan ve geceleri geç gelen bir kedi, Marie Corelli. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve bu günü kutlamak ne kadar anlamlı sizler için bilmiyorum.. Bildiğim tek şey yer yüzünde bir yerlerde hala kadınların hakkı yeniyor, anneliği sorgulanıyor ve darp edilip öldürülüyor. Kutlanacak bir şey var mı emin olamadım!

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

8 AYDA 8 KİTAP OKUMA PROJESİ 7 Mar 1:17 AM (last month)

Eğitim; bireylerin sadece bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda karakter ve değerler açısından da gelişimini sağlar. Bu anlayışla, saygıdeğer insan mimarı Saadet Demirel tarafından başlatılan “8 Ayda 8 Kitap” projesi, genç zihinlere kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın ötesinde, onlara yaşamın değerlerini ve derslerini de sunmayı hedefliyor. Projenin bir parçası olarak, Ticaret ve Meslek Lisesi’nde öğrencilerle bir araya geldim. Onlara kitapların içindeki öğütleri anlatırken, aynı zamanda onların değer yargılarını ve yaşam perspektiflerini daha iyi anlama fırsatı buldum. Çocuklara Yaşar Kemal’in Üç Anadolu Efsanesi kitabını hediye ettim. Özellikle, kitabın içindeki Köroğlu bölümünün okunup, değerlendirmesini yapacağımız üzerinde anlaştık. İki hafta sonra tekrar buluştuk. Köroğlu kitabı üzerinden yapılan değerlendirmeler, öğrencilerin karakter ve değer anlayışlarını şekillendirmede önemli bir rol oynadı. Bu değerlendirme sırasında bir hikaye anlattım: Hikayede, bir baba, sağlığında malını çocuklarına paylaşırken, büyük oğlu saraya, ortanca oğlu çiftliklere yerleşir. Küçük oğlu ise babasının tavsiyesi üzerine medreseye gider, orada okurken yanında bir sanat öğrenmesini vasiyet eder. Babasının vasiyeti üzerine, o gün geçerli olan gardırop işlevi gören sandık yapmayı öğrenir. Yıllar sonra hocası, “İlmini tamamladın, artık buradan ayrılma vaktin geldi” diyerek onu uğurlar. Çıkarken şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez. Yunus Emre gibi yollara düşer. Büyük bir kalabalığa rastlar ve o bölgede beylerbeyi seçilecektir. Seçilmek isteyenlerin konuşmalarını beğenmez. Kendisi kürsüye çıkar ve “Ben beylerbeyi seçilirsem, medreseler açacağım, buralara iş yerleri açacağım” şeklinde konuşmasını bitirince herkesin hoşuna gider. O, yerleşim yerine beylerbeyi olur. Köyleri gezerken bir eve misafir olur. Misafir olduğu evin kızı kahve getirir ve kız hoşuna gider. Misafirlikten ayrıldıktan sonra yanındaki yardımcıyı, o dönemin şartlarına göre dünürlüğe gönderir. Kızın babası, “Başımıza talih kuşu kondu, hayır demek olmaz. Beylerbeyliğinden atılırsa ailesini geçindirecek bir sanatı var mı?” diye sorar. Babası aklına gelir, kendi elleriyle çeyiz sandığı yapıp hediye eder. O evlenir, çocuk sahibi olur. Abilerini özler ve onları ziyaret etmek için yola çıkar. Ziyaretinde, sarayın yandığını, abisinin dilendiğini ve çiftliklerin hayvanlarının hastalanıp öldüğünü görür. Diğer abisinin başka bir mahallede dilendiğini öğrenir. Onları yanına alır ve babasına dua eder. Bilgi güçtür, sanat ise altın bileziktir. Hilton Oteli’nin sahibi Sayın Çarıkçı’nın desteği ile düzenlenen kahvaltıda, kendisini ve otelini tanıttı. Otelin günümüz şartlarında yangına ve depreme dayanıklı olduğunu anlattı. Otelin altında bir yangın olayı olduğunda, itfaiyenin kullanması için tonlarca su havuzunun olduğunu söyledi. Kendisini 11 yaşındayken eczanede çalıştığını, iğne yapmasını öğrendiğini, tırnaklarıyla kazıyarak bu mevkilere geldiğini anlattı. Öğrencilere de rol model oldu. Öğrencilerle birlikte kitap değerlendirmesi yaparak, bu anlamlı süreci taçlandırdık. Bu tür etkinlikler, öğrencilerin sadece akademik bilgiyle değil, aynı zamanda yaşam bilgisiyle de donanmasını sağlar. ( Okumanın önemi, Bolu Takip Gazetesi 2-10-2024 Şükrü Karataş) 7 Mart 2025 Şükrü Karataş

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

BOLUSPOR, ÜÇ ALTIN PUANI KAPTI 6 Mar 12:14 AM (last month)

BOLUSPOR, ÜÇ ALTIN PUANI KAPTI Bu seneki puan tablosu, alengirli, Ne play-off grubu, ne de düşecek takımlar belli. Bolu sporun statsız durumu da tam bir hercai. Kimseden bir ses yok, acaba neden ki? *** Stad kapandı ya, bir de bu dert sardı başımızı. Nerede biriktireceğiz, saklayacağız O staddaki hatıraları? Nerede oynayacağız bundan sonra kalan maçlarımızı? Nerden bulacak kulüp kese kese mangırları, Nasıl karşılarız gereksiz bu masrafları … Bu takım ne zaman dinlenecek, Bu ayın 10’unda İstanbulspor maçı için nereye gidecek? Sonraki maç için ne, zaman nasıl hareket edecek, Zaman israflarının bedelini Boluspor mu ödeyecek? Bu Evliya Çelebivari Bolu sporun gidişatına, kim/kimler dur diyecek Hal ve gidişimizin belirsiz bu sersem gerçeğini kimler görecek? Bütün bu olumsuz sorunları hangi babayiğit çözecek? … Durumumuz belirsiz şekilde aynaya aks ettiği bu zamanda Deplasmanda mutlak en az, 1 puan almak gerek. Veya Çorum spor maçında olduğu  gibi, tüm puanları dermek gerek. Tehlike bölgesinden son hızla güvenli bölgeye hicret etmek, Önce güvenlik, sonra Play off. Hikayesi demek gerçekçilikti. Nasıl? hayali bile güzel. … Adanaspor, deplasmanda oynadığı Şanlıurfa sporu yendi ve birlikte kazanın dibinde kaynıyorlar. Kim kimin kuyusunu kazıyor, kim, nasılmış bu kazan? Nasıl bir kazan bu kazan, bir bilsen Boluspor, Kazanın içine de, eline de, düşmemeye bak. *** Çorum spor maçına “bir bilmecem var çocuklar” diyerek çıktık. Haydi, sor sor, dediklerinde,  ilk 6 dakika da, Kaleci Çağlar ile, 2 tane %100 golü kurtarmıştık. Saçı başı yolup, bu maça bu stresle başlamıştık. … Aleksic, yanamayan mumdu bu maçta. 13 dakika da Mukairu’nun pasına dikkatle vursa, Oyun daha maçın başında kopacak. Sonrasında hiç gereği yokken, o sarı karta bulaşmasa, Takım daha iyi olacak. Aleksic, ısrarı niye? *** 56 dakika da oyunun kare ası Oğuz Kağan, kaptığı topu uygun durumdaki Jefferson’u buldu, Jefferson, merkezden ceza yayına sokulup, kalenin sol alt köşesine sağ ayağı ile çok sert vurdu. Çorum spor kalecisi H.Hüseyin Akınay’ın yapabileceği bir şey yoktu. (0-1) … Top cambazı Bolusporlu Mukairu, rakip ceza sahası içinde sol çizgiye inmek isterken, Kerem onu gayri ihtiyari biçti. Hakem de kendinden emin,  penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı Oğuz Kağan kullandı. (0-2) *** Bu maçta oynayan+oynamayan Bolu sporlu oyuncuları tebrik ederiz derken, dip not olarak Aleksic ’in daha santrafor olarak hazır olmadığını görüyoruz. 60. dakika da çoktan değiştirilmeliydi. … Yalçın Koşukavak hocayı ve teknik kadrosunu, diğer yardımcı ekiplerini tebrik ederiz. Altın değerinde 3 puan. Hayırlı olsun. Şunu da yazalım. Ortalıkta, 30 puanlık bir pasta var. Hepsini almayı dilerim de, Bakalım şimdi ne kadar pehlivanız. Er meydanından kaçamayacağına göre, O halde peşreve, “Ya Allah” der, mertçe devam ederiz *** STAD MESELESİ Geriye kalan 10 oynayacağımız maçımız var. Şimdi karşımızda,  şıklar da var! Oynayacağımız maçlarımızın Hepsi yabancı sahada mı? Beşi içeride, beşini dış sahada mı? Oynayacağız? … Sonra bir haber! Maçların Bolu’da oynanma ihtimali var denildi, Bu bir “Gazeteci Caner Güngör haberiydi.” Haber gündeme müthiş hareket getirdi. .. Varsa bu ihtimal, Hemen bu sorun bir an önce çözülmeli. Bolu’nun en akilleri, bir araya gelmeli veya geldi. Bolu’da akiller ve, Futbol kardeşliği, bu aralar galip gelmeli. …     Maçın adamları : Çağlar, Oğuz Kağan

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

JEFFERSON SADAKTAN MUKAİRU ŞAPKADAN 5 Mar 11:40 PM (last month)

JEFFERSON SADAKTAN MUKAİRU ŞAPKADAN Boluspor çok çok mühim bir galibiyet ile evine dönüyor. Çorum FK mağlubiyeti hak, galibiyeti hediye ettiği karşılaşmada ilginç anlar yaşandı. Birinci yarı itibariyle her iki tarafa giden/dönen bir maç oldu. Birinci devre, -         Çorumspor Fk az hata yapan pozisyon bulan bir takım, -         Geosis Boluspor önde baskı yapmaya özenen, hataya zorlayan bir takım görüntüsü verdi. Birinci yarı için sadece Kaptan Çağlar Şahin Akbaba’yı yazmaya kalksam tefrika olur Kim ne derse desin; -         Kaleci Çağlar bir takımın kaderi ile oynayacak kadar etkili bir isim. XXX Daha önceki yazılarımda üzerine basa basa, altını çize çize yazmıştım. -         “Kaptan kaleci Çağlar Şahin Akbaba’nın %100’lük gollük pozisyonları engellediği karşılaşmaları kazanıyoruz.” Çorum Fk karşılaşmasında da aynı ile vaki oldu. Çağlar Şahin Akbaba’nın birini sağından, diğerini solundan kornere çeldiği inanılmaz iki kurtarışını kast ediyorum -         Bu iki inanılmaz kurtarış Çorum FK’yı demoralize etti ve adeta oyundan düşürdü. Bu nevi kurtarışlar, gel gitleri olan bir takımın ahengini bozar. Nitekim; -         Bu iki kurtarış hem ilk yarının neticesine etki etti,  hem de her iki takımın mental direnişine doğrudan katkı sağladı. Bu iki pozisyon Boluspor’a yarar olarak dönerken, Çorumspor’un hanesine çaresizlik olarak yansıdı. XXX Onu diyorum, Kaptan Çağlar’ın Daha! -         ÜÇÜNCÜ DAKİKADA Çorumspor FK’lı oyuncu Eren Karadağ’ın şutunu tokatlayarak güçlükle sağından kornere çelmesini.. -         BEŞİNCİ DAKİKADA yine Çorumsporlu Eren’in sağ ayağı ile kestiği topu, altı pas çizgisine yakın mesafeden plaseleyen Thomas Verheijdt’in sağ ayağının dışıyla yaptığı aşırtma vuruşunu o kısa mesafeden yine tokatlayarak solundan kornere süpüren Kaptanı kimse boşa atmasın/unutmasın. Üstelik, -         88. dakikada Hollandalı Viking Thomas Verheijdt’ın penaltı noktasından yükselerek vurduğu kafa şutunun direkten dönmesi, aynı topun  Kongolu Durel Avounou’nun şutunu son anda çelmesi müthiş hamlelerdi. XXX -         “Elbette sadece Kaptan Kaleci Şahin Akbaba’yı yazarak Geosis Boluspor’un galibiyetini değersizleştirmek istemem.” Sonuç olarak futbol takım ve sonuç oyunu.. O diil de! -         Yalçın Koşukavak ideal onbirini bulmanın keyfini, -         Yalçın Koşukavak ideal onbiri üzerinde yaptığı küçük dokunuşların karşılığını almanın sevincini, -         Yalçın Koşukavak ideal onbirinde ısrar etmenin kağıt üzerine yansıyan realitesini yaşıyor. Çorum FK takımı lokum gibi bir takım. -         Kırılgan, hata yapan, ön baskıda bocalayan, defans hattında teknik becerileri eksik, savunma prensiplerini henüz içselleştirememiş bir takım. Her rakip takım, Çorum FK gibi bir takımla oynamak ister. Maalesef! Çorum FK’nın sahadaki görüntüsü bu denklemi kurmamı söylüyor. XXX Ama şuraya bakar mısınız! Fransız Loick Landre’nin 55. Dakikada yaptığına… -         Geosis Boluspor, Çorum FK’nın birinci bölgesini adeta istilâ etmiş. -         Boluspor rakip alanda sayısal manada fazla, rakibi hataya zorlayan sistem devrede. -         Nasihatler tutulmuş, taktik temrinler fırsatını kolluyor. -         Oğuz Kağan Güçtekin sadağından çıkmış ok hızı ve oyun sezgisi ile araya giriyor. -         Takımın en teknik oyuncularından Brezilyalı Jefferson’a topu teslim ettiğinde kader ağlarını yavaş yavaş örüyordu.  2 Kasım 2024’de -         “JEFFERSON’U İZLEMEK FERDİ TAYFUR’U DİNLEMEKTEN KEYİFLİ” dediğim o çocuk gayet soğukkanlı ve hayli uzaktan, kalecinin sola yaslandığını görerek solundan topu direkler arasına bırakıyordu. XXX Mukairu’yu yazmaya gerek var mı? O tam bir futbol sihirbazı.. Şapkadan penaltı çıkardı işte! -         Rakibini öyle bir punduna getirdi, pozisyonunu öyle bir aldı ki; oradan bir penaltı çıkmaması mucizeydi. Böylece; -         Jefferson sadağından, Mukairu şapkasından birer gol çıkarmış oldu. XXX Yalçın Hoca, rakibin hataları ile sonuca gidileceğini bilerek takımını motive etmiş, taktik olarak bileylemiş. Çorum FK zaafları olan da bir takım. Bizim de eksiklerimiz var. Ve Fakat.. -         Fazlası ve faidesi fazla bir kalecimiz, Mukairu gibi estetik/teknik ve ilginç adam geçme özellikleri olan bir futbolcumuz var. -         Oğuz Kağan Güçtekin yeni transferlerle daha özgün ve yararlı olmaya başladı. -         Defans dörtlümüz dün de uyumlu idi bugün de aynı şekilde üzerine koyarak gidiyorlar. Bu kadronun daha iyi işler yapacağına dair sezgilerim kuvvetli. Jefferson’un ilginç gol sevincini ve harcadığı enerjisini, iştahını oyun akışında da görmek istediğimi şuraya bırakıp çıkıyorum. Allah’a emanetsiniz.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

BAYSALIMIZI HÜRMETLE ÖZLEMLE ANIYORUZ 4 Mar 8:13 PM (last month)

BAYSALIMIZI HÜRMETLE ÖZLEMLE ANIYORUZ İzzet Baysalımız, 1907 yılında Bolu’da doğdu. 93 yıl yaşadı. Dar gelirli ailenin, dört kardeşin en küçük çocuğudur. İlk ve orta öğrenimini Bolu’da, 1926 yılında İstanbul’da Mekteb-i Sultan-i Nefise’ye (bugünkü ismi ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) kaydoldu. 1931 yılında Mimar olarak mezun olur. Bolunun ilk mimarıdır. 1.70 boyunda, 65-70 kg arası ağırlığında, sessiz ve vakarlı. Gösterişi sevmeyen, Az konuşan, az gülen, çok çalışan ve çok iş yapan, Feleğin çemberinden geçmiş bir beyefendi. Ömrüne büyük başarılar ve büyük hüzünler sığdırmış, Duaya, dünyaya, namaza, hayata zaman ayırmış, Ailesine bağlı, israfı asla sevmeyen, Haksızlıklara üzülen, sessizce ağlayabilen, Bolu’ya aşkını eserleriyle ifade edebilen, kibar bir yürek. Tam bir beyefendi. … 5 Mart 2000’de, saat 07’de İzzet Baysal’ımız, Hakka yürümüştü 08 Mart günü de, bu dünyadan, Üniversitenin bağrındaki, cennet bahçeli kabrine defnedildi. Cenaze namazınızda ve töreninizde eşi benzeri olmayan muazzam bir kalabalık vardı. Hasret o gün başlamıştı. … Hasretin 25.yılında mahzunuz. Ama esas yaşamanın Baysal gibi yaşayıp, ölümsüzlüğe uzanıyorsunuz. Peygamber efendimiz bunu bize bildiriyor. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:  (Bir mümin vefat edince her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevabı, amel defterine yazılmaya devam eder. Bunlar, sadaka-i cariyelerinin, faydalı kitaplarının ve salih çocuklarının kendisi için ettikleri dua ve istiğfarların sevaplarıdır.) [Ebuşşeyh]  Sadaka-i cariye, devam eden hayır hasenat demektir. Cami, çeşme yol yapmak, ağaç dikmek, okul, hastahane yapmak, su kanalları yapmak gibi, insanlara faydası dokunan bütün işlerdir. Bunlar ise sayılmayacak kadar çoktur *** Mübarek Ramazan Ayındayız. 05 Mart 2025 günü saat 13:30’da,Kıymetli Mezarının başında olacağız gene. Seni anacağız, sevinerek, dua ederek, eserlerini ilmimizle, kalp gözlerimizle görerek. En mühimi de Seni bir de halkının gönlünde göreceğiz. Eserlerinin her bir zerresinde SENİ bilinmeyen bir şekilde “kalp gözlerimizle” göreceğiz. *** Seni tanıdıktan gördükten sonra, Hava atan, kendini büyük sanan kibir abidelerinin Boş sözlerine kalbimi kapattım. “Ben ben” diyenleri çöpe attım. Biliyoruz ki, Bolu’ya aşkının içinde ben, sen, O, biz, siz, onlarda var. Seni, Bolu halkının yüreklerinde, en nadide sırça gönüller içinde buldum. … Çeyrek asırlık bir özlem bizimkisi. … İnanıyorum ki nice yüzyıllar içinde insanlık, Sizden Hürmetle bahsedecek. Bahşettiğin vakfınız emin ellerde hizmetlerini sürdürüyor. Onlarda, sizden aldığı güçle, gece gündüz hizmetlerinizin peşinde koşuyor. Şükürler olsun. ANMA PROGRAMI 5 MART 2025, SAAT 13.30’da Anma Programı, 5 Mart 2025 Çarşamba günü saat 13:30’da, İzzet Baysal’ın Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gölköy Kampüsünde bulunan  “Anıt Mezarında”  düzenlenecek. Orada BAİBÜ Rektörü Prof.Dr. Mustafa Alişarlı, Bolu Belediye Başkanı Sayın Tanju Özcan ve Bolu Valisi Sayın Abdulaziz AYDIN, hitap edecekler.  Kuranı Kerim tilavetinden sonra, Bolu Müftüsü Sayın Hüseyin Demirtaş Hatim duasını yapacak. İlimizin yöneticilerini, Siyasi partilerimizin temsilcileri, STK’lar,  basınımız, halkımız,  İl Mili Eğitim Müdürlüğü temsilci öğrenci, öğretmen ve idarecileri bu anma programlarında olacak. Baysal’a şükran çiçekleri sunulacak. Programa gelebileceklere, her zaman dua edenlere, gönlü orada olan-olacaklara, gelemese de gönlünü gönderenlere, O’nu  seven herkese, teşekkür ve dualar olsun. Her vatandaşımız Sayın Baysal’a, Baysalın yakınlarına, Baysal Vakıf mütevelli üyelerine, yönetim kuruluna, bu hayırlı hizmetlerde emeği geçenlere, dua etmeli, sahip çıkmalıdır. Allahütealâ’ya da sonsuz şükrederiz ki, Baysal gibi bir hayırseveri bu kıymetli coğrafyaya, bizlere kazandırdı. Yani bizi, bize verdi.  … O zaman, Kim  diyor İzzet Baysal öldü, diye O, Her yerde ve her zamanda, Dualarımızda ve kalplerimizde sımsıcak yaşıyor. Ve bir baba şefkatiyle, Şu anda bile İnanları dil, din, renk ayrımı yapmaksızın Bolu’yu ve İnsanlığı bütün olarak, kucaklamaya devam ediyor. Şu mübarek Ramazanı Şerifin hürmetine, Dua edelim Bolunun babası, İzzet Baysalımıza, Ruhuna ihlasla bir fatiha.. Bir dua..  

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

İZZET BAYSAL ABANT TURİZM MTAL’DE EKMEK ÜRETİMİ, EVDE EKMEK YAPIM TÜYOLARI ve TARİFİ 3 Mar 8:54 PM (last month)

İZZET BAYSAL ABANT TURİZM MTAL’DE EKMEK ÜRETİMİ, EVDE EKMEK YAPIM TÜYOLARI ve TARİFİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın projesi olan, Türkiye'de meslek liselerine ekmek fabrikası kurulması kapsamında, İlk fırını kuran ve üretimi gerçekleştiren okul  Bolu İzzet Baysal Abant Turizm ve Mesleki Teknik Anadolu Lisesi. MEB Uluslararası Gastronomi Festivali Bolu Bölgesi Yemek Yarışması için Bolu İzzet Baysal Abant Turizm ve Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’ne gelen, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Temsilcisi Ertan Arter, okulun Fırın Atölyesini de ziyaret etti. O günden beri okulun atölyesinde, yine aynı şekilde hijyenik şartlarda üretimini sürdürülüyor. 2022 yılında 3 bin ekmekle başlayan bu yolculuk, bugün 5 bin ekmek üretimiyle devam ediyor. Katkı maddesi hiç koymadan ekşi maya ekmek hamuruyla doğal ekmeklerin, Roll ekmeğin, poğaça, simidin yapıldığı Bolu İzzet Baysal Abant Turizm MTAL’de, Okul Müdürü Ayhan Vural, okullarındaki ekmek üretimiyle ilgili bilgiler ile ayrıca evde ekmek yapımının, tüyolarını ve tarifini verdi. Müdür Ayhan Vural ; “Her hafta 3 öğrenci fırın atölyesinde nöbet tutmaktadır. Mesem öğrencilerimiz, nöbetçi öğrencilerimiz ve şeflerimizle doğal, katkısız, lezzetli ekmekler üretilmekte, geleceğin şefleri yetiştirilmektedir. 12 öğrenci pansiyonumuzda, taşımalı öğrencilerimizle birlikte toplam günlük 5000 ekmek üretimi gerçekleşmektedir. Ramazan ayı boyunca da üretimimiz devam edecektir. Burada amaç mesleki tekniği geliştirmek, öğrencilerin daha iyi yetişmeleri, pratik yapmalarıdır. Piyasaya bol miktarda ekmekçi, pastacı yetişmesi için bu atölyeler gerçekten önemli. Hem üretim, istihdam, kalite noktasında öğrencilerin daha nitelikli, kaliteli yetişmeleri sağlanıyor hem de kurumsal ihtiyaçlar giderilmiş, daha kaliteli bir üretim sağlanmış oluyor.”dedi. EVDE EKMEK YAPIMI Evde ekmek yapımı ve tüyolarıyla ilgili tarif ve bilgiler veren Müdür Ayhan Vural; “Evde yapılan ekmek de katkı maddesi içermez ve tamamen doğal malzemelerle yapılır. Kaliteli ve doğal ekmek yapmak için şunlara dikkat edilmelidir: Malzemeler: 500 gr. un (buğday unu veya organik un tercih edilebilir.) 300 ml ılık su 10 gr. tuz 10 gr. toz şeker (isteğe bağlı maya için) 20 gr. zeytinyağı (isteğe bağlı, ekmeği daha yumuşak yapmak için) 10 gr. kuru maya (veya 20 gr. taze maya) 1 yemek kaşığı sirke veya limon suyu (PH dengesini sağlamak için) Yapılış Aşamaları: Maya Hazırlama: Ilık suyun içerisine şeker ve kuru mayayı ekleyin. Karıştırın ve 5-10 dakika bekletin. Maya kabarıp aktifleşmelidir. Eğer taze maya kullanıyorsanız, suyun içinde eritin. Unu Eleme: Unu geniş bir kâseye eleyin. Elemek unun havalanmasını sağlar ve ekmeğinizin daha pürüzsüz olmasını sağlar. Hamur Yapma: Unun ortasında bir çukur açın ve mayalı karışımı içine dökün. Tuz ve sirkeyi de ekleyin. Zeytinyağını da eklemek isterseniz bu aşamada koyabilirsiniz. Karıştırarak hamuru yoğurmaya başlayın. Hamur kıvam alana kadar yaklaşık 10 dakika boyunca yoğurun. Eğer hamur çok yapışkan olursa, biraz daha un ekleyebilirsiniz.  Hamurun Mayalanması: Hamuru yağlı bir kâseye alın ve üzerini nemli bir bezle örtün. Sıcak bir ortamda 1- 1,5 saat boyunca mayalanmaya bırakın. Hamur iki katına çıkması gerekiyor. Şekil Verme: Mayalanmış hamuru, hava kabarcıklarından kurtulacak şekilde nazikçe yoğurun ve istediğiniz şekli verin. Ekmeğinizi yuvarlak veya ekmek kalıbına koyarak şekil verebilirsiniz. Son Mayalama: Şekil verdiğiniz hamuru tekrar bir süre mayalanmaya bırakın. 30-40 dakika kadar dinlendirin. Fırınlama: Fırını 220°’C (veya 200°C`ye fanlı fırın kullanıyorsanız) ısıtın. Ekmeğinizi fırına vermeden önce su serpilir ya da buhar oluşturabilirsiniz. Bu kabuğun daha güzel ve gevrek olmasını sağlar. Ekmeğinizi 30-40 dakika kadar pişirin. Ekmeğin üzeri altın rengi olmalı ve fırından çıkarttığınızda tabanına hafifçe vurduğunuzda boş bir ses çıkartmalıdır. Soğuma: Ekmek piştikten sonra fırından çıkartılır ve bir tel ızgaranın üzerine alıp soğumaya bırakın. İpuçları: Organik Malzemeler: Ekmek yapımında organik un ve doğal maya kullanmak, lezzet ve besin değeri açısından çok önemlidir. Su Miktarı: Hamurun kıvamı havanın nemine göre değişebilir.  Gerektiğinde su ekleyin ya da biraz daha un ekleyerek hamuru dengeleyin. Ekstra Malzemeler: Ekmek hamuruna ceviz, zeytin, kepek gibi malzemeler ekleyerek farklı tatlar yaratabilirisiniz. Evde yapılan doğal ekmek, hem sağlıklıdır hem de daha lezzetlidir. Denediğinizde farkı hissedeceksiniz.” diye tarif etti. (Fatma Marmara)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Bir yanı yeşil, bir yanı beyaz örtü 2 Dec 2024 2:17 AM (4 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Bolu Dağı geçişinde kış lastiği denetimi 2 Dec 2024 12:54 AM (4 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Heyecan dolu maçta Sultanlar lideri yenemedi 2 Dec 2024 12:22 AM (4 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Bolu yağmura teslim oldu, vatandaşlar zor anlar yaşadı... 15 Nov 2024 2:24 AM (4 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

BOLU ÜLKÜ OCAKLARINDAN ANLAMLI HAREKET... BAŞKAN VE İL YÖNETİMİ ORGANLARINI BAĞIŞLADI 6 Nov 2024 3:31 AM (5 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Bolu’da ortaokul öğrencisi bıçaklandı 5 Nov 2024 2:36 AM (5 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Mudurnu Devlet Hastanesi'nde deprem ve yangın tatbikatı 4 Nov 2024 11:30 PM (5 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Göynük Bolu’dan üç puanla döndü 3 Nov 2024 11:31 PM (5 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

KAZA YERİNDEN GEÇEN DOKTOR YARALIYI HAYATA DÖNDÜRDÜ 3 Nov 2024 10:36 PM (5 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Sakin Şehir’de sonbahar güzelliği yaşanıyor 31 Oct 2024 3:04 AM (5 months ago)

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?