Dublaj – Seslendirme Kursu View RSS

Seslendirme Kursu ve Dublaj Hakkında Her Şey
Hide details



Dublaj Programı 15 Jan 2015 8:06 AM (10 years ago)

Dublaj yapmak için bir çok program bulunmakta olup, birçoğunun çalışma biçimi birbirine benzerdir.Dublaj programını açtığınızda, altta bulunan ekranda video ve ses kanalları göreceksiniz.

Dublaj yapacağınız filmin video görüntüsünü video kanalına, ses ve efektlerini ise ses kanallarına yükledikten sonra, dublaj yapacağınuz metni alıp, kulaklıktan orijinal sesi dinleyerek mikrofona Türkçe metni okuyabilirsiniz. Dublaj yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli iki şey, senkronu doğru yapmak ve okuduğunuz metindeki duyguları yerinde verebilmektir. Senkron, metni duymaya başladığınız anda Türkçe metni okumaya başlamak ve bitinceye kadarki sürede okumayı tamamlayabilmektir.Duyguları ise, filmdeki oyuncunun konuşma biçimi nasılsa ona göre seslendirmektir. Oyuncu kızıyorsa kızarak, ağlıyorsa ağlayarak, bağırıyorsa bağırarak seslendirmek dublajdaki başarınızı ortaya koyacaktır.

The post Dublaj Programı first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Dublaj Nasıl Yapılır? 12 Jan 2015 5:00 AM (10 years ago)

Dublaj film ve dizilerdeki konuşmaların Türkçe’ye çevrilerek filme montajı işlemidir. Bir başka deyişle; bir filmde yer alan konuşmaların, müziklerin ve ses efektlerinin profesyonel stüdyo ortamında birleştirilip yeni bir kayda dönüştürülmesi işlemidir.

Bazı ünlü sanatçılar (Örn. Sungun Babacan, Alev Sezer, Mehmet Ali Erbil, Okan Bayülgen, Nevra Serezli gibi) bir filme ya da reklama sadece seslendirme yaparak adlarını duyurmuşlar ve günümüzün ünlü sanatçıları olmuşlardır. Türkiyede seslendirme 1932 yılında Bir Millet Uyanıyor filmiyle başlamıştır. Bu film Türkiye’de seslendirilen ilk sesli filmdir.

Dublaj işlemi, her ne kadar pek göze batmasa da, film oyuncularının canlandırdığı karakterlerin diksiyon ve vurguları açısından ele alındığında, tamamen kişiliğe yönelik bir betimleme olduğundan, aslında çok büyük önem taşımaktadır.

The post Dublaj Nasıl Yapılır? first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Dublajda Üst Konuşma 26 Mar 2012 2:53 AM (13 years ago)

Seslendirme ve dublaj mesleğinde sık karşılaşılan durumlardan biri de, üst konuşmalardır. Bu, aynı zamanda, bir seslendirme sanatçısının mesleğini ne kadar iyi yaptığının en önemli göstergesidir. Çünkü ne kadar yetenekli olursa olsun, üst konuşmalara dikkat etmeyen bir seslendirme sanatçısının başarılı olması olanaksızdır.

b

Üst konuşma, konuşan seslendirme sanatçılarından birinin sözü bitmeden diğerinin başladığı konuşmalar demektir.

Çevirmen, sanatçıya kolaylık olması amacıyla, üst konuşma olan yerleri (Üst) ya da (ü) biçiminde belirtir.

Üst konuşmayı LABARBA’dan ayıran en önemli özellik, konuşanların belli ve konuşulanların anlaşılır olmasıdır.

The post Dublajda Üst Konuşma first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Yeni Sesler ve Renkler 25 Mar 2012 1:32 PM (13 years ago)

Büyüklüğü 5.5 milyar dolara ulaşan reklam ve yapım sektörü, birçok meslekten insan için hobi ya da ikinci iş kapısı oldu. Cast ajanslarına başvuran seslendirme ve oyuncu adaylarının arasında ekonomist, bankacı, doktor, mühendis, öğretmen ve öğrencilerin sayısı ciddi bir paya ulaştı.

Serdar Artuç 38 yaşında. Elektrik-Elektronik Yüksek Mühendisi.Amerikalı bir enerji şirketinin yöneticileri arasında… Alexander Dawe 33 yaşında ve İngilizce öğretmeni… Ayla Başkurt ise 70′inde emekli bir tercüman… Her biri profesyonel, mesleklerinde başarılı insanlar. Bunun dışında başka bir ortak noktaları daha var: Hobi olarak oyunculuk yapmaları. Son dönemde dizi ve reklam patlaması avukattan, doktora, mühendisten, öğretmene kadar kariyer sahibi binlerce kişiyi oyuncu yaptı. Birçoğu oyunculuğu hobi olarak yapıyor. Ama bu arada ceplerine de hatırı sayılı ek bir gelir girmiş oluyor. Bazen bir günlük oyunculuktan profesyonel işlerinde bir hafta hatta bir ayda kazanabilecekleri parayı kazanabiliyorlar.

Bir markanın yüzü ya da sesi olmak, ekranda kendilerini görmek ayrıca kazançlarını zevk aldıkları bir işle artırmak kariyer sahibi insanların yeni hobisi oldu. Bu ortamı yaratan sayıları hızla artan reklam, dizi ve sinema yapımları.Yapımların sayısının artması profesyonel oyuncuların iş alanını büyütürken, başka meslekten insanlara da sektörün kapılarını açıyor.

Cast ajanslarına kayıtlı 45 bin oyuncu var…

Ses castına da ilgi gittikçe artıyor…

The post Yeni Sesler ve Renkler first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Hollywood’un Dublajcıları 25 Mar 2012 1:37 AM (13 years ago)

Dünya starlarını Türk sesiyle bize tanıtan dublaj sanatçıları gizli kahramanlar olarak kabul ediliyor.

Aslında hayranı olduğumuz yabancı yıldızlar başarılarını bir nebze de olsa onlara borçlular.

İşte Hollywood starlarının seslendirmesini yapan ve sesi özdeşleşen ünlüler:

JACK NICHOLSON: Batman, Ölüm Kapıyı Çalınca ve daha birçok filmlerinde Jack Nicholson’ı seslendiren Nüvit Candener’in sesi sanatçıyla özdeşleşti.

ANTONIO BANDERAS: Sanatçıyı Kuralsızlar, Zorro Efsanesi gibi daha birçok filminde Cem Kurdoğlu seslendirdi. Türk izleyicisi için Kurdoğlu’nun sesi bir anlamda Banderas’ın sesi oldu.

MEL GIBSON: Hollywood’un ünlü yıldızını birçok filminde Volkan Ateş Akyılmaz seslendirdi. Gibson, Volkan Ateş Akyılmaz’ı resmi sesi olarak onayladı.

CHARLIZE THERON: Aeon Flux, Tek Başına, Şeytanın Avukatı filmleriyle beyazperdenin unutulmaz isimleri arasına giren Charlize Theron’a ülkemizde Burcu Basaran sesiyle hayat veriyor.

KEVIN COSTNER:Kusursuz Dünya, The Bodyguard, Düşler Tarlası, Aşkın Gücü filmlerinde Costner’in sesini Sungun Babacan seslendiriyor. Ünlü oyuncuyu başka biri seslendirdiği zaman hayranlarından forum sitelerinde tepki mesajları yağıyor.

NICOLAS CAGE: Kaya, Fırtınalı Hayatlar ve daha birçok filminde Nicolas Cage’a seslendirme yapan sanatçı Uğur Taşdemir’in sesi çok beğeniliyor.

TOM CRUISE: Vampirle Görüşme, Azınlık Raporu gibi dev yapımlarda Tom Cruise’u seslendiren Songun Babacan’ın sesi, 2007 DNS ödül töreninde ‘Özdeşleşen Ses Ödülü” aldı.

BRAD PITT: Meet Joe Black, Vampirle Görüşme filmlerinde Brad Pitt’i, Murat Şen seslendiriyor.

KIM BASINGER: Asla Asla Deme, Giriş Kapısı ve birçok filminde Basinger’a ses veren Figen Sumeli özdeşleşen seslerin başında geliyor. DEMI MOORE: Mr.Brooks, Kusursuz ve daha birçok filmde Demi Moore’u başarıyla seslendiren Berna Başer’in sesi dünya starının bile hoşuna gitti.

LEONARDO DI CAPRIO: Kanlı Elmas, Titanic gibi Caprio’nun Türk izleyicileri tarafından sevilmesini sağlayan rolleri seslendiren Ahmet Taşar’ın sesi geçen süre içerisinde Caprio ile özdeşleşti.

JODIE FOSTER: Ünlü yıldız birçok filmini Zeyno Eracar seslendirdi. Forum sitelerinde de Zeyno Eracar’ın sesinin Foster’ı çok iyi yansıttığını belirten sinemaseverler, ikilinin özdeşleşti konusunda birleşiyor.

Kaynak: BUGÜN GAZETESİ (Batuhan ÖZKARDEŞLER)

The post Hollywood’un Dublajcıları first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Seslendirme kurbanı mı? 24 Mar 2012 4:08 AM (13 years ago)

Başrollerini Cemal Hünal, Çiğdem Aysu, Arda Kural ve Gökhan Tepe’nin paylaştığı, tamamı Muğla’nın Marmaris İlçesi’nde çekilen ve Marmaris’in tanıtımına da önemli katkı sağlayacağı düşünülen ’Ayaz’ filmi, seslendirmesinin kötü yapılması nedeniyle vizyondan kaldırıldı.

“Ayaz” filminin sinemalarda vizyona girmemesi, Marmarislileri üzdü. Marmaris’teki, sahibi olduğu, denize sıfır Romance Otel’de 90 kişilik ’Ayaz’ filmi ekibini bir ay boyunca misafir edip, lojistik sponsorlarından olan Güney Ege Otelciler Birliği (GETOB) Başkan Yardımcısı Ertan Yaylalı filmin vizyona girmeyeceğini öğrenince büyük hayal kırıklığı yaşadı. Yaylalı, “Gidenlerin anlattığına göre, Marmaris görüntüleri enfesmiş. Ancak, seslendirme çok kötüymüş, bu yüzden film vizyondan çekilmiş, diye duydum. Yapımcı sinema salonu yetersizliğini gerekçe göstermiş. Gerçek, ileride anlaşılacak. Yaptığımız masrafa değil, Marmaris’in önemli bir tanıtım fırsatını kaçırmış olmasına üzülüyorum” dedi.

Galaya giderek filmi beyaz perdede izlediğini belirten Ertan Yaylalı’nın yeğeni Barboros Yaylalı ise “Dublaj hataları çok göze batıyordu. Özellikle Cemal Hünal’ın canlandırdığı karakterin sesi, görüntüyle hiç uyuşmuyordu. Filmin sinemalarda gösterilmeyeceğinin asıl sebebi de seslendirme hataları bence” diye konuştu.

Yapımcı Lütfi Kara, galada gazetecilere, 2 milyonu film, 720 bini ise reklam olmak üzere toplam 2 milyon 720 dolarlık bütçeye sahip olduğunu kaydettiği Ayaz’ı sadece 50 salon verdikleri için sinemalarda gösterime sokmama kararı aldıklarını söylemişti.

The post Seslendirme kurbanı mı? first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Muppets Dublaj Kadrosu 24 Mar 2012 3:09 AM (13 years ago)

Muppets’ın Türkçe dublaj kadrosu şöyle:

Jason Segel(Gary) (Vatan Arttıran) Amy Adams(Mary) (Aysun Topar) Chris Cooper(Tex Richman) (Ercan Demirel) Rashida Jones(Veronica Martin) (Öykü Kılıçaslan) Steve Whitmire(Kermit) (Erkan Taşdöğen) Eric Jacobson(Miss Piggy) (Bora Severcan) Eric Jacobson(Fozzie Bear) (Tuna Öztunç) Peter Linz(Walter) (Arda Aydın) Zach Galifianakis(Hobo Joe) (Tuğbey İstanbulluoğlu) Dave Goelz(Dr. Bunsen Honeydew) (Oğuz Özoğul)

The post Muppets Dublaj Kadrosu first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

SESİN NİTELİKLERİ 11 Dec 2009 6:57 AM (15 years ago)

1-İŞİTİLEBİLİRLİK

Bir seslendirme – dublaj sanatçısı, mikrofon karşısında konuşurken, sesini rahatça işittirebilmelidir. Çok düşük ya da, çok yüksek tonlar, dinleyeni (izleyiciyi) rahatsız eder. Bu tür tonlar, diğer seslendirme ve dublaj sanatçılarının stüdyodaki genel ses seviyelerinin altında ya da üstünde olacağı için, ses teknisyenini de zor durumda bırakır.

2-AKICILIK

Bir sanatçı, uygun tonu yakaladıktan sonra, akıcı da konuşabilmelidir. Pek çok seslendirme ve dublaj sanatçısı, gereksiz yere hızlı konuşmayı, akıcı konuşma zannederek yanılır. Çok hızlı konuşmak ve tekstteki sözcükleri bitirip ek sözcükler kullanmak, her zaman bir üstünlük sayılmayabilir. Önemli olan, filmdeki oyuncunun konuşma temposudur. Oyuncunun kişiliğini yalnızca sesle değil, konuşma biçimiyle de vermek gerekir.

3-HOŞA GİDERLİK

Bir sesin hoşa gider olması, güzel olmasını gerektirmez. “Güzel” tanımına uymayan pek çok ses, konuştuğu oyuncunun fiziksel ve kişisel özellikleriyle bütünleştiği için beğeni kazanmıştır.

İzleyici, çok kibar ve yumuşak bir sesin, kanlı bir korsanı ya da azılı bir katili konuşmasını kabullenemez. O halde, seslendirme sanatında bir sesin hoşa gider olması, sesin, seslendirilen oyuncuya uyup uymamasına bağlıdır. Şiir okurken beğenmeyeceğiniz bir sesi, yargıç rolünde benimseyebilirsiniz.

Kuşkusuz bunun tersi de geçerlidir. Sesinin güzelliğiyle ünlü bir sanatçı, bir Kızılderili şefini konuşurken beğenilmeyebilir. Sesin rengi, oyuncunu ruhuna uygun olmalıdır.

4-BÜKÜMLÜLÜK

Düşünceler, ton ve hız değişiklikleri ile anlatılır. Bu değişiklikler rastgele olmayıp, rolün gerektirdiği biçimde olmalıdır. Bükümlü olmayan (tekdüze) bir ses, izleyiciyi sıkar, duyguyu tam olarak yansıtmaz.

Ahmet Şahin AKSOY, “Seslendirme Sanatı” adlı kitabından alınmıştır.

The post SESİN NİTELİKLERİ first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Ustaların Gözüyle 19 Oct 2009 7:56 AM (15 years ago)

Türkiye’de son zamanlarda, gerek oyunculuğa, gerekse seslendirme ve dublaja artan ilginin sebeplerini ilk kez ustalar yorumluyor… Kendi dalında usta isimlerden Rüştü Asyalı, Altan Erkekli, Bülent Özveren, Sungun Babacan, Nuran Kutlubay ve Ali İpin sektörü ve sektördekileri değerlendirdi…

İşte Ustaların Gözüyle Dublaj,  Oyunculuk ve Spikerlik-Sunuculuk mesleği.

Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi mezunu olan Başkent İletişim Bilimleri Akademi yöneticisi Selin İnce, 1991 yılında kurdukları Akademinin kuruculuğunu Dilbilimci Levent İnce’nin yaptığını belirterek, ‘’Diksiyon, Spikerlik-Sunuculuk, Seslendirme ve Oyunculuk alanlarında eğitim veren okulumuzda Türkiye’nin en önemli isimleri hocalık yapıyor. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okuluz.’’dedi

SELİN İNCE: ‘‘SUBAY – DOKTOR OYUNCULARIMIZ VAR!’’

Başkent İletişim Bilimleri Akademisi öğrencilerinin çoğunun ciddi kurumlarda işe başladığını da belirten Selin İnce, ‘’Şu anda, NTV, CNN Türk, TRT, Kanal D, Show TV, Star TV, Fox TV gibi ulusal birçok televizyon kanalında, eğitim programlarımızı başarıyla tamamlamış, yüzlerce öğrencimiz spiker –sunucu ya da oyuncu olarak çalışmaktalar. Hatta şu anda oyunculuk eğitimimizi tamamlamış 3 öğrencimiz, Devlet Tiyatrolarında oyuncu olarak çalışmakta. Yine izlediğiniz birçok yabancı film, öğrencilerimiz tarafından seslendirilmekte. Her yaş grubundan öğrencilerimiz olmakla beraber, ağırlıklı olarak 18-30 yaş arası bu işi meslek olarak yapmak istiyor. Bu yaşlar bence de çok uygun yaş aralığı. İş yaşamına adım atmak isteyen gençler, eğlenceli ve kendilerinin de zevk alacağı meslek olarak görüyorlar bu meslekleri. Hatta bir yerde çalışırken, part-time olarak bile yapabilecekleri meslek grupları bunlar. Oyunculuk grubumuzda subay ve doktor öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimiz, bunu meslek olarak yapmak için değil, bireysel gelişimlerine katkıda bulunabilmek için programlara katılıyorlar. Şu anda birçok kesimden okulumuza gelenlerin ilgisi ağırlıklı olarak Diksiyon Bölümüne olmakla birlikte Spikerlik-Sunuculuk, Seslendirme ve Oyunculuk bölümlerine.

Okulumuza üst düzey bürokrattan, genel müdürlere, doktorlardan, avukatlara, öğretmenlerden, öğrencilere bugüne kadar binlerce öğrencimiz oldu. Hatta, şu anda televizyon kanallarında Spiker – Sunucu ya da oyuncu olan öğrencilerimiz, telaffuzundan emin olamadıkları sözcüklerle ilgili hocalarımızı arayıp, görüş alıyorlar. Ayrıca yayın imajında değişiklik yapacak olan televizyon kanalları 10-15 yıllık spikerleri için bizden, istedikleri imaja uygun özel eğitimler almaktalar.’’dedi

Eğitim kadrosunda, Rüştü ASYALI, Altan ERKEKLİ, Levent İNCE, Bülent ÖZVEREN, Özlem ERSÖNMEZ, Sungun BABACAN, Sezai AYDIN, Cevdet ARICILAR, Ali İPİN, Nuran KUTLUBAY, Müge ORUÇKAPTAN, Elçin TEMEL, Haluk CÖMERT, Uğur DEMİRPEHLİVAN gibi tamamı Devlet Tiyatroları Sanatçıları, TRT Spikerleri, Dilbilimci ve Seslendirme Sanatçılarından oluşmakta olan Başkent İletişim Bilimleri Akademisi hocaları oyunculuktan seslendirmeye, spikerlikten sunuculuğa her konu ile ilgili ilk kez konuştular…

RÜŞTÜ ASYALI, ‘’İYİ OYUNCU KENDİNİ SESLENDİRMELİ’’

Sektörün duayenlerinden, Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’nin hocalarından olan Rüştü Asyalı ilk kez sektör ile ilgili düşüncelerini belirtti. Asyalı, “Bizim mesleğin okullarından yetişmiş, usta-çırak disiplininden geçmiş genç ve yetenekli oyuncularımız var, ama yoldan geçerken, ahbap-çavuş ilişkisi sonucu türeyen “taslak oyuncular” da var. Her meslekte olması gerektiği gibi, bizim oyunculuk mesleğinde de yoluna baş koymak, emek ve zaman harcamak gibi olmazsa olmaz çabalar gereklidir. Emeksiz, çabasız hiçbir konuda mesleki donanıma kavuşulamaz; elbette, tiyatro, sinema oyunculuğunda da bu kural geçerli! Türkiye’de sinema çalışmalarının ilk yıllarında, şimdiki İstanbul Şehir Tiyatroları’nın oyuncuları filmlerde de oynamışlar, dolayısıyla sesli çekilen filmlerde konuştukları gibi, sessiz çekilen filmlerin seslendirmelerinde de kendilerini konuşturmuşlar. Ayrıca,  ilk yılların tiyatrocu ekipleri,  yurt dışından gelen yabancı filmlerin oyuncularını da Türkçe konuşturmuşlar. Gelgelelim, daha sonraki yıllarda gelişi güzel oluşan özensiz ve disiplinden uzak sinemacı ekipleri, kendi kafalarına ve keyiflerine göre oyuncular yaratmış; bu oyuncuları, seslendirmeci tiyatroculara konuşturtarak; filmi kurtarma yoluna gitmişler. Nedeni de şu!  Sinema filminde sözüm ona oynattıkları kişiler, kendilerini ya da başkasını konuşacak bilgi ve beceriye sahip değillermiş! Durum böyle olunca, yıllarca şu çelişkiyi yaşattılar bize! Perdede gördüğüm oyuncudan mı etkileneceğim, yoksa sesini dinlediğim oyuncudan mı? Bu çelişki, seyirci olarak beni yapılan işe yabancılaştırmış, bu yarım yamalak yapımlardan soğutmuştur. Sonuç olarak, oyuncu dediğin, elbette kendi sesiyle oynamalı. Tersi, akla da mantığa da, işin kurallarına da terstir!” dedi.

ASYALI, ‘’TÜRKÇEMİZ ELDEN GİTMEKTEDİR’’

Devlet Tiyatroları Başrejisörü ve Seslendirme Sanatçısı Rüştü Asyalı, “Seslendirmesi yapılmış bir filmi dinlerken kulağıma gelen, bu işle uzaktan,yakından ilgisi,ilişkisi olmayan kişi ya da kişilerin ağzından çıkan itici ve acınası konuşmalar, beni, izlediğim filmden koparır. Sanmayın ki, seslendirme denemeyecek o konuşmaları yapan kişilere kızarım. Hayır!… Benim kızdığım ve kızacağım; sinema seyircilerine her zaman şikayet edeceğim kişiler, bu kendini ve haddini bilmez konuşmacılar değil, onlara filmlerde konuşma olanağı sağlayan seslendirme yönetmenleri ve film yapımcılarıdır. Bu gibi kişiler, sinema sanatına saygısı olmayan, ucuzcu, kolaycı, fırsatçılardır! Zaten, seyirci de bunlara göz yummakta ve “dur” dememektedir. Yani alan razı, satan razıdır; en önemli çelişki de budur! En korkuncu da böyle-böyle, güzelim Türkçemiz elden gitmektedir. Bu yüzden son yıllarda karamsarlığa düştüğüm oldu, oluyor; ama hiç umutsuzluğa düşmedim!’’şeklinde konuştu

ALTAN ERKEKLİ, ‘’İYİ OYUNCU İYİ İNSAN OLMALIDIR’’

Başkent İletişim Bilimleri Akademisi hocalarından olan usta oyuncu Altan Erkekli de oyuncu meslektaşları ile ilgili şunları söyledi, ‘’İyi bir oyuncu olmak için öncelikle iyi insan olmak gerekiyor. Kendisiyle barışık olması gerekiyor insanın. Hayata karşı dört elle sarılmış bir insan olması gerekiyor. Gözlem yapması gerekiyor. Okuması, izlemesi gerekiyor. Yaşadığı ana tanıklık etmesi gerekiyor. Eğer, siz Afrika’da ağlayan bir annenin acısını, Rus steplerindeki bir zavallı hayvanın, yaralanmış bir hayvanın gözündeki yaşı, bir Kızılderilinin acısını hissedemezseniz, Türkiye’nin şu anda, 2009 yılında, aynı dünyanın her tarafındaki insanın duygusunu yüreğinizde hissedemezseniz; iyi bir insan, iyi bir oyuncu olma şansınız yok. İyi oyunculuk iyi insan olmaktan, evrensel duygu ve düşünceleri kendi içinizde bir demet haline getirmekten ibarettir. Birbirimizi görmeden iletişim kurmaya başlıyoruz. Chetleşme dedikleri olay, işte sanal alışverişler! Ama gidip bir domatesi pazarda, elleyip, domatesin kırmızılığını görüp, seçip, kokusunu hissedip öyle domatesi almak başka bir keyif verir. Hayatın devamlılığını verir. Burada arkadaşlarımız, 2,5-3 aylık süreç içince tiyatronun nasıl engin bir sanat dalı olduğunu öğreniyorlar. Yani, deneyimlerimizi aktarıyoruz biz arkadaşlarımıza. Yaşadıklarımızı aktarıyoruz.  O yaşamdan onlar da süzgeçlerinden bir şey çekiyorlar. Altan abi’nin şu anlattıklarıyla, ben hayatın başka bir yolundan girebilirim. Oyuncu ve oyuncu adaylarının bunları göz önüne almaları gerekiyor. Yoksa çok kolay ya da çok hafife alınacak bir meslek değildir oyunculuk!” dedi.

NURAN KUTLUBAY, ‘’ BİRÇOK SPİKERDE DİKSİYON HATASI VAR’’

Yıllardır TRT spikerliği yapan şu anda Başkent İletişim Bilimleri Akademisi hocalarından  Nuran Kutlubay, spikerlerin canlı yayınlarda ne yapacaklarını şaşırdıklarını belirterek, “ Birçoğunda aslında diksiyon hataları görüyorum. Ayrıca, aktarım ve ifade bozuklukları görüyorum. Özellikle, canlı yayınlarda yapılan röportajlarda, konuklu söyleşilerde doğru soruların sorulamadığını görüyorum. “Türkiye’de Allah habercileri sever” gibi, bir söz kullanacağım. Çünkü çok haber var ve biz bunları 2 gün geçmeden unutuyoruz adeta. “Hangi haber başa çıkacak? Hangi haber manşete gelecek?” Uzmanı getirecek, konuğu getirecek, onunla konuşacak. Spikerlerin okuduğu haberi en iyi şekilde aktarması gerekiyor ve o konuya ilişkin en iyi röportajı yapabilme yeteneğine sahip olması gerekiyor.” dedi.

Ustalardan Bülent Özveren ise meslektaşları ve meslektaş adayları ile ilgili şunları söyledi ‘‘Şöyle demekte yarar var sanıyorum, yeni meslektaşlarımızın amacı ne olursa olsun bir şeyi garantiye alıyor buradan, mezun olduğu anda artık Türkçeyi doğru ve düzgün konuşmaya başlıyor. Medyaya girebilir, bir radyo – televizyona girebilir ya da girmeyebilir, ama yarın çocuklarına doğru ve düzgün Türkçe öğretecek. En büyük avantaj bu bence. Bu işi yapacak olanların eğitim alıp mesleklerini icra etmeleri… Eğitim almadan yapanların sayısı her geçen gün artsa da mutlaka bu gibi eğitim okullarından yapacakları işin eğitimini almaları gerekiyor… Tabii, kim spiker olabilecek, ben derslerimde bunu anlatıyorum. En iyi, en farklı olan kazanacak. Yani, bir dönem diyelim 15 arkadaş eğitim alıyor. Bunun 15’i de başarılı oluyorlar. Sonra bir TV kanalı spiker istiyor. 15’i birden başvuruyor. İçlerinden muhtemelen biri alınacak. O kim olacak? En başarılı olan… En iyi olan, en farklı olan… Onu anlatıyorum ben gençlere. Fark yaratmaları gerekiyor. Burada aldıkları eğitim, doğru bir eğitim. Benden de, diğer hocalardan da. Ama kendi kendilerine üzerine katmaları gerekiyor. Kültürlerini alıştırıp, geliştirmeliler. Ben bir habere gitsem bu haberi nasıl verirdim, diye düşünmeleri gerekiyor. Hayali şeyler de yapmalılar ki, yarın böyle şans ortaya çıktığı zaman, ben hazırım, ben bunu yaparım demeliler.’’dedi.

Oyunculukta usta isimler arasında yer alan Ali İpin ise mesleği ile ilgili şunları söyledi: “Oyunculuk yapmak isteyenler ve yapanlar sadece ve sadece söz söylemekle oyunculuk yapılmayacağını bilmeliler. Tabii ki bütün bedeniyle, gözüyle, kaşıyla, kulaklarıyla, burnuyla, ağzıyla, parmaklarıyla, göbeğiyle. Bilmiyorum daha öncesinde dikkatini çekti mi? Gülmek ve ağlamakta insanın yüzünün aldığı şekil aynı. Oyuncu olarak düşündüğünüzde, gülmek de zordur, ağlamak da. Ama çalışa çalışa, senelerini vere vere, öğrene öğrene bu işlerin üstesinden gelebiliyorsunuz. Oyunculuk bir veya iki kare rol alarak olmaz. Her zaman meslektaşlarımızın kendisini geliştirmesi ve en iyi sonuca nasıl ulaşabilirim diye çabalamaları gerekiyor.’’dedi

Dünyanın önde gelen oyuncuları seslendiren SUNGUN BABACAN ise meslektaşları ve sektör ile ilgili ilk kez açıklamalar da bulundu,’’ İyi bir seslendirme kendini vererek olur. Yani, zaten belli bir donanımın olması gerekir. Ondan sonra filmin içine gideceksin. Konuştuğun adam olacaksın, kendini o sanıp o olacaksın. Bence yapılan en büyük hata, teklememeye çalışmak. Aman teklemedim demek. Halbuki istediğiniz kadar tekleme özgürlüğüne sahipsiniz. Önemli olan ekrana çıkan iştir. Aman şu repliği bir atlatayım kazasız belasız. Benden gitsin de nereye giderse gitsin, dediğiniz zaman olmaz. Replik bana geldi, şimdi göstereyim demek gerekir. Öncelikle düzgün Türkçe konuşmayı, daha sonra seslendirmede dikkat etmeleri gereken şeyler. Seslendirmenin incelikleri… Ayrıca, stüdyo uygulamalarıyla pratik yapmaları gerekiyor bu işi yapanların ve yapacakların. Ben 4.mızrakçıyla başlamıştım. Uzun yıllar 4.mızrakçıyı, ondan sonra 3,2,1, sonra prensleri konuşmaya başladım. Seslendirme ile iyi-kötü geçiniyoruz. (Gülerek) Mesela, ben sadece seslendirme yapıyorum. Eskiden seslendirme yönetmenliği yaptım, tiyatro deneyimim var. Uzun yıllar çevirmenlik yaptım. Ama, şimdi sadece kendimi, seslendirmeye kanalize ettim. Bu işe yeni girecek olanlar, kendilerini farklı alanlarda da geliştirmeliler. Seslendirme dediğin zaman, sadece film seslendirmesi yok. Yerli seslendirmesi olabilir, yabancı film seslendirmesi olabilir, belgesel olabilir, reklam seslendirmesi olabilir, tanıtımlar olabilir. Çizgi film olabilir.

The post Ustaların Gözüyle first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Soluğun Dizginlenmesi 4 Jul 2009 1:39 AM (15 years ago)

Seslendirme yapmak isteyenin sesinin çok güzel olması şart değildir. Ancak, soluğunu, sesini ve diksiyonunu mükemmel kullanması zorunludur. Diksiyonun temelinde, soluğun doğru kullanımı, bir başka deyişle soluğun dizginlenmesi bulunmaktadır. Soluğun dizginlenmesi, tam zamanında yeterli ölçüde soluğun alınması ve alınan bu soluğun sesletimde (okuma ya da konuşma) azar azar verilmesidir. Soluk sakin, derin, düzenli, çabuk ve gürültüsüz alınmalıdır.

Soluk alırken dikkat edilmesi gereken 2 kural vardır. Bunlardan ilki, omuzlar ve göğsün üst kısmının hareket etmemesi; diğeriyse, karın kaslarıyla karnı dışa doğru biraz iterek alçalan ve genişleyen diyafram kasına yeterli boşluğun sağlanmasıdır.

Konuşmayı gerçekleştiren organların yapısı, nitelikleri ve işleyişi Fizyolojik Sesbilim adı altında incelenmektedir. Konuşma işlemi, çeşitli organlarımızın ortaklaşa işleyişiyle gerçekleşir. İnsan dilinin sesleri, akciğerlerden gelen soluğun gırtlakta tını oluşturması, bu tınının ağız ve burun boşluğunda şidetlenmesi ve ağız içinde bulunan konuşma organlarının farklı biçimleriyle birbirinden farklı seslerin oluşumuyla gerçekleşmektedir. Bu seslerin birleşimiyle de seslemler ve sözcükler oluşur. Görüldüğü gibi, konuşmamızın temelinden solunum aygıtımız bulunmaktadır.

Solunum aygıtının asıl görevi, vücuda oksijen sağlamak, içerdeki karbondioksit ve su buharını dışarıya atarak yaşamayı sürdürmektedir. Ana organı akciğerlerdir. Akciğerler karın ve göğüs boşluğunu ayıran diyaframın üstündedir. Her iki yandaki kollarıyla soluk borusuna bağlanırlar. Bronş denen anakollar akciğerler içinde birçok kola ayrılırlar. Gittikçe çoğalıp küçülen bu dallara bronşçuk denir. Uçlarında hava kesecikleri vardır. Alınan havayla hava kesecikleri dolar ve akciğerlerin oylumu büyür. Verilen havayla boşalıp küçülür. Soluk alırken göğüs kasları, verirken karın kasları ve diyafram hareketlenir.

Tekrar konunun başına dönecek olursak, fizyolojik olarak konuşmamızı akciğerlerden gelen soluğun gırtlakta ses oluşumu ve bu oluşan sesin de ağız içindeki organlarda anlamlı seslere dönüşümüyle gerçekleştiririz. Akciğerlerin alt kısmı, üst kısma oranla 3 kat daha geniş hacme sahip olduğundan ve konuşma sırasında soluğun azar azar verilmesine olanak sağlayan en önemli kasın diyafram kası olmasından dolayı soluğu akciğerlerin alt kısmından almalıyız. Bunun için de soluk alırken dikkat edilmesi gereken 2 kural bulunmaktadır. İlki omuzların yükselmemesidir ki, omuzların yükselmesi soluğu akciğerlerin üst kısmından aldığımız anlamına gelmektedir. İkincisiyse, soluk alma sırasında karın kaslarıyla karnın dışa doğru biraz itilmesidir.

BU KONUYLA İLGİLİ BAZI EĞİTMENLERİN VE İNTERNETTEKİ BAZI YAZILARIN; “SOLUĞU AKCİĞERLERE DEĞİL DİYAFRAMA ALMANIZ GEREKİR” GİBİ İÇERİKLER AKTARDIKLARI GÖZLENMİŞTİR. TAMAMIYLA YANLIŞ VE BİLİMDEN UZAK BİLGİLER OLUP, BU YORUMLARI UYGULAMANIZ DURUMUNDA SOLUK ALMAYI YANLIŞ EDİNMİŞ OLABİLİRSİNİZ.

KONUYLA İLGİLİ BİR BAŞKA ÖNEMLİ KONUYSA, DİYAFRAM KASINIZI KULLANMA KONUSUNDA DENEYİMLİ VE UZMAN BİR EĞİTMENDEN DESTEK ALMANIZI ÖNERİRİZ. YANLIŞ YAPACAĞINIZ UYGULAMALAR AYNI ŞEKİLDE YANLIŞ EDİNİMİNİZE NEDEN OLABİLİR.

Soluğu alırken, dikkat etmeniz gereken 5 nitelik bulunmaktadır: 1. Sakin, 2. Derin, 3. Düzenli, 4. Çabuk ve 5.Gürültüsüz soluk alınmalıdır.

Özellikle 4. ve 5. nitelikler toplumumuz tarafından yaygın yapılan yanlışlardır.

Seslendirme yapanların ve mikrofon karşısında heyecanlananların da öncelikle doğru soluk almayı bilmesi ve diksiyon kurallarına uyması gerekir.

The post Soluğun Dizginlenmesi first appeared on Dublaj - Seslendirme Kursu.

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?